Küresel sistemin bir oyunu

Kırklareli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından düzenlenen konferanslar kapsamında Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Özel'in konuşmacı olarak katıldığı "Küres

GÜNDEM 1.01.2019 14:11:00 0
Küresel sistemin bir oyunu

Kırklareli Rektörlük Kültür Merkezi Üst Salon'da düzenlenen konferansa Kırklareli Rektörü Prof. Dr. Bülent Şengörür, Kırklareli İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş, Kırklareli İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdüsselam Arı, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Konferans öncesinde Sungurbey Cami İmam Hatibi Ali Akgün, dinleyicilere Kur'an-ı Kerim tilaveti sundu.

 

"100 MİLYONA YAKIN İNSAN ÖLDÜRÜLDÜ"

 

Konferansın açılış konuşmasını yapan Kırklareli Üniversitesi  İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdüsselam Arı, Batı Dünyası’nın stratejik olarak geçmişten günümüze İslam ve terörü aynı kefeye koyduğuna dikkat çekerek Batı’nın İslamofobi'yi gündemde tutarak dinin aleyhine bir algı oluşturmaya çalıştığını ifade etti. Prof. Dr. Ahmet Özel, küresel sistem ve terör kavramlarının ne anlama geldiğini katılımcılarla paylaşarak, "Geçen yüzyılda dünya iki büyük savaş gördü. Bu savaşlarda 100 milyona yakın insan öldürüldü. Birçok ülke ise yerle bir edildi. Ülkelerin savaş yoluyla istediklerini diğer ülkelere kabul ettirmelerinin maliyeti o dönemde çok büyüktü. Bu sebeple devletler kendileri açısından maliyeti daha ucuz, sonuçları daha belirli ve sınırlı birtakım araçlar kullanmaya başladılar. Terör de bunlardan biridir. Ancak dünyanın hiçbir yerinde bir terör örgütünün mücadele ettiği devleti dize getirmesi, isteklerini o devlete kabul ettirmesi bugünkü teknolojik ve askeri imkânlar çerçevesinde mümkün değildir" şeklinde konuştu.

 

"YENİ BİR DÜŞMAN TANIMINA İHTİYAÇ DUYULDU"

 

Siyasi tarihte terörün ilk örneklerinin yerel olduğunu Fransız Devrimi ve günümüzde Filistin’den örnekler vererek bu kapsamda terörün artık küreselleştiğini vurgulayan Özel, "Dünya sisteminin küreselleşmesiyle birlikte terörde küreselleşti. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla da ABD tek güç olarak kaldı. Bu noktada Batı ve NATO için yeni bir düşman tanımına ihtiyaç duyuldu. Bu dönemde İslâm ve İslâm dünyası, düşman tanımında ön plana çıkarıldı. Tek güç olarak kalan ABD’nin özellikle enerji havzaları ve enerji geçit yollarında çeşitli operasyonlarda bulunmak için bir bahaneye, uluslararası hukuk çerçevesinde bir dayanağa, bir gerekçeye ihtiyacı vardı. Bu hususta bütün Müslümanları düşman ilan etmek ve İslâm’ın kendisini bir din olarak düşman göstermek gerekçe değildi. Dolayısıyla 1990’lardan itibaren ılımlı ve radikal İslâm diye Müslümanları birbirinden ayıran bir söylem ortaya atıldı. Bunların özgür Batı dünyası ve tüm dünya için tehlikeli olduğu söylendi" dedi.

 

"KIRILMA NOKTALARINDAN BİRİ 11 EYLÜL"

 

Prof. Dr. Özel, terörün küreselleşmesi ve İslâm dünyasının düşman tanımında ön plana çıkmasında kırılma noktalarından birinin 11 Eylül olduğuna dikkat çekti. Ardından Batı’nın İslâm dünyasına yönelik sömürgecilik hareketlerini 3 merhalede değerlendiren Özel, "İlki, doğrudan işgal dönemidir. Yirminci yüzyılın başlarından itibaren Batı’da birtakım fikri ve siyasi yeni söylemler ortaya çıktı. Bunlar; bütün ulusların bağımsızlığı, toprak bütünlüğü, insan hakları kavramlarıydı. Batı, bu fikirleri bütün dünyaya yaymaya çalışırken kendisinin fiilen ülkeleri işgal etmesi mümkün değildi. Batı bu ülkelerden çekilirken o ülkeleri kendi haline mi bıraktı? Hayır, işgal süresince batı düşüncesine, batı hayat tarzına sahip yeni nesiller yetiştirildi. Dolayısıyla Batı, bu ülkelerden çekilirken yönetimlerini kendi düşüncesine sahip nesillere bıraktı, kendisiyle organik ilişkilere sahip ordulara bıraktı. Bu süreçte halkın büyük bir kısmı kendi içlerinden çıkmış batı zihniyetine sahip bu yönetimlere karşı tepki duydular" şeklinde konuştu. Konferansın sonunda Kırklareli İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş katılımlarından dolayı Prof. Dr. Ahmet Özel’e teşekkür ederek plaket takdim etti.

 

Haber/ Yakup KARATEPE