Mahramlı: Kişiye göre sistem olmaz

19. Dönem Milletvekili ve 27. Dönem İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Adayı Muhtar Mahramlı Gündem Özel programında Gazeteci Şaban Kardeş'in konuğu oldu. Tekirdağ ve ülke gündemine ilişkin önemli

SİYASET 19.06.2018 13:24:00 0
Mahramlı: Kişiye göre sistem olmaz

19. Dönem Milletvekili ve 27. Dönem İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Adayı Muhtar Mahramlı Gündem Özel programı'nda Gazeteci Şaban Kardeş’in konuğu oldu.

 

 

“HÜSRANA UĞRAYACAKTIR”

 

 

Uzun yıllardır siyasetin içinde olduğunu kaydeden Mahramlı “Dünkü bir hareketten dolayı bizim bugün yaptığımız hareketin doğruluğu 5 yıl sonra ispat edilmiş oldu. Bundan da üzüntü duyuyorum. Doğru Yol Partisi adına üzüntü duyuyorum, Doğru Yol Partililer adına üzüntü duyuyorum. İnşallah Allah bize böyle tekerrürleri bir daha yaşatmaz. Tansu Çiller ile başlayan, Mehmet Ağar ile devam eden ve Süleyman Soylu ile sona eren Doğru Yol’u bitirme hareketinin son noktasını dün koyduk. Demokrasiye inanmayan, sadece menfaat peşinde siyaset yapan zihniyetin koyduğu son nokta dün AKP zihniyetinin İstanbul’daki mitinginde sona ermiş ve bundan sonra da hüsrana uğrayacaktır” dedi.

 

 

“24 HAZİRAN’DA SONA ERECEK”

 

 

19. Dönem milletvekilliğinin sona ermesinin ardından 2 yıl siyasete ara verdiğini, sonra tekrar Doğru Yol Partisi’nden siyasete devam ettiğini kaydeden Mahramlı “Mehmet Ağar döneminde Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi birleştiğinde büyük kongre delegesiydim. Daha sonra sayın Hüsamettin Cindoruk’un döneminde parti genel sekreteri olarak, parti genel başkan yardımcısı olarak görev yaptım. Halen de Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Son seçimde değişen seçim yasalarından sonra 4’lü ittifakın bir parçası olan Demokrat Parti olarak İYİ Parti listelerinden milletvekili adayı oldum. Yoksa kesintiye uğrayan bir siyasi mücadelemiz yok. Siyasi mücadelemiz devam ediyor ama zaman zaman sesimiz yükseliyor, zaman zaman sesimiz aşağıya iniyor. Bu bizim sesimizin yorgunluğundan değil, bu maalesef ve maalesef 16 yıldan beri ülkeyi yöneten iktidarın antidemokratik uygulamalarından, yandaş basın, yandaş medya, yandaş televizyon, yandaş müteahhit zihniyetinin bir tezahürü olarak bunları yaşamak zorunda kalıyoruz. 24 Haziran’dan sonra bunların hepsi sona erecek” dedi.

 

 

“KAYNAKLARIMIZI HEBA EDİYORUZ”

 

 

Son 20 yılda Tekirdağ’da nelerin değiştiğinin sorulması üzerine konuşan Muhtar Mahramlı “Tekirdağ’ın Mahramlı Köyü’nde çiftçilikle iştigal eden bir vatandaşım. Dün bir torba yem 40 liraydı, bugün 74 lira. Süt de 125 kuruştan 140 kuruşa çıktı. Süte 15 kuruş zam, yeme 35 lira zam. Böyle bir çerçeve içerisinde hayvancılığın devamı mümkün mü? Ben buğday, ayçiçeği ve kanola üretimi yapan bir çiftçiyim. Git gide artan tarımsal girdilerle, yerinde sayan taban fiyatlarıyla insanların tarımsal hayatlarını devam ettirmeleri çok zor. Tekirdağımıza ve Tekirdağ gibi sanayisi gelişmeye çalışan vilayetlere göçün ana sebebi budur. Köylümüzü, köyde yaşayan insanlarımızı eğer köyde tutamazsak belediyelerimizin sıkıntıları başlıyor. Belediyeler yeni yerleşim yerleri açmak zorunda kalıyor. Yeni kanalizasyon, yeni su hattı, yeni yeni yatırımlar. Kaynaklarımızı heba ediyoruz. Bizim siyasetçiler olarak esas amacımız insanları doğduğu yerde muhafaza etmek. Bunu yapamadığımız sürece ne belediyelerin kaynakları yeter, ne de devletin kaynakları yeter” dedi.

 

 

“ALTINA İMZA ATTIK”

 

 

4’lü ittifakı yaparken o protokolün hazırlanmasında Demokrat Parti olarak görevlendirildiğini anımsatan Mahramlı “Protokolün birinci maddesinde ‘Herkes kendi sosyal ve ekonomik fikirlerini bir kenara koyacak. Parlamenter demokrasinin işlemesi için mücadeleyi hep beraber yapacağız’ deniyor. Bunun altına imza attık ve bir araya geldik. Bugün padişah gibi bu ülkeyi idare eden insanlar iş başından gittikten sonra biz ekonomik politikalarımızı, sosyal politikalarımızı tekrar vatandaşa anlatırız, tekrar karşı karşıya geliriz. Vatandaşın ortak noktalarında bir arada da yürüyebiliriz. Bu demokrasinin en temel prensiplerinden biri. Biz buna her zaman hazırız” dedi.

 

 

“UYGULAMA PRENSİPLERİ AÇISINDAN FARKLILIKLAR VAR”

 

 

Dünyanın ekonomik şartlarının gitgide değiştiğini kaydeden Muhtar Mahramlı “Globalleşme denilen olay var. Sınırlar fiziki olarak biliniyor ama ekonomik ve sosyal meselelerde sınırlar kalmadı artık. Bugün dünya ekonomisine yön veren doktrinler hepimizi belli şartlarda bir araya gelmeye zorluyor. Sadece ve sadece yöntem farklılıkları kalmıştır. Ekonomik ve sosyal politikalar açısından. Ben bugün CHP’nin programında da Demokrat Parti’nin programında da diğer siyasi partilerin genel manadaki programlarında da çok ortak yön olduğunu görüyorum. Sadece ve sadece uygulama prensipleri açısından farklılıklar var. Bazı siyasi partiler çalışan kesimin beklentilerine öncelik veriyor, bazı siyasi partiler tarım ve üreten kesime, bir kısmı sanayiye öncelikler veriyor. Ayrıldığımız nokta buradadır. Ama hepimizin ortak noktası bu ülkede sanayinin gelişmesi, istihdamın artması, işsiz insanların azalması, ülkenin üretmesi, ürettiğini yurt dışına satması” dedi.

 

 

KIRAATHANE PROJESİNİ ELEŞTİRDİ

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kıraathane projesi ile ilgili de konuşan Muhtar Mahramlı “Tekirdağ’dan burada gelirken pek çok fabrikada ‘satılık’ ve kiralık’ tabelaları gördüm. Bugün bu ülkeyi yöneten zihniyet bu fabrikaları çalıştıracak hale getirip gençlere istihdam, iş sahası oluşturacağını söylemesi gerekirken kalkmış kahvehanelerden bahsediyor. Bugün Türkiye’de büyük illerimizin hepsinde kütüphaneler var. Kütüphane kurmak mesele değil, önemli olan insanları kütüphaneye çekmek. Kıraathaneyi kurabilirsiniz, oraya kitapları da koyabilirsiniz. Bu düşüncede olan bir zihniyetin Türkiye’ye faydası nedir?” dedi.

 

 

VATANDAŞIYLA DALGA GEÇEN BİR ZİHNİYET VAR

 

 

Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın “Cumhurbaşkanımız uzaya 4 şeritli yol yapacağım dese inanacak seçmenimiz var” sözünü de hatırlatan Mahramlı “Vatandaşıyla dalga geçen böyle bir zihniyeti 24 Haziran’da cezalandırmak Allah’ın emri gibi vaciptir” diye konuştu. Belediyelerin esas elde etmesi gereken gelirler verilirse belediyelerin gereken hizmeti yapacağını ifade eden Mahramlı “Tekirdağ’da yeni büyükşehir olan belediyenin sıkıntıları var. Adaptasyon süreci var. Köy hizmetlerinin belediyeye adapte edilmesi meselesi var. Maalesef İstanbul belediyesi ya da çok daha önce kurulmuş büyükşehir belediyesi gibi düşünemeyiz. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi adapte olma sürecinde. Büyükşehrin bu olayı ilçe belediyelerini de etkiliyor” dedi. 16 yıldan beri birilerinin bu ülkede yönetimde olduğunu ifade eden Mahramlı “İki tane önemli hizmet vardır. Birincisi yapılması gerekenler, ikincisi ekstra hizmetler. Yapılması gerekenler bile bana göre eksik yapılıyor. Milletvekilliği illa gidip parlamentoda el kaldırmakla olmuyor. Milletvekili Bütçe Plan Komisyonu’nda kendi ili ile ilgili yatırımların orada konulması için mücadele edecek” dedi.

 

“TABANIN BEKLENTİLERİNE UYGUN SİYASET YAPMAK ZORUNDASINIZ”

 

 

19. dönemde ön seçimle aday adayı olduğunu ve vatandaşın seçimi ile parlamentoda görev aldığını ifade eden Mahramlı “Böyle olursa siz tabandakilerin beklentilerine uygun siyaset yapmak zorundasınız. Ama ön seçim yapmadan tepeden inme sizi aday gösterirlerse, sadece ve sadece sizi aday gösteren insanın dediğini yapmak zorundasınız. Bugün siyasi partiler ön seçimle adaylarını belirlemiş olsalar hiçbir problem olmaz, parlamentoda bu kadar kavga da olmaz. Vatandaş da huzur ve barış içerisinde yaşamını devam ettirir. Milletvekillerinin performansları aday yapıldıkları usule göre değişir” diye konuştu.

 

 

“İNSANLAR EKONOMİK ANLAMDA SIKINTILI”

 

 

Tekirdağ’da insanların ekonomik anlamda bıkkın olduğunu ifade eden Mahramlı “İnsanlar ekonomik yönden sıkıntı içinde. Yeterli asgari ücret yok, memurun maaşı yetmiyor. Kişilerin cebine parayı koymadıktan sonra ekonomiyi düzeltmenin mümkün değil. Tarımsal kesimin en büyük sıkıntısı yeterli geliri elde edememesi, artan girdi maliyetleri. Yetmeyen gelir tarımsal kesimi  zorlar hale geldi. Hayvancılıkla geçinen ilçelerimizde dahi hayvancılık bitme noktasında. Buğday, ayçiçeği ve kanola gibi tarla bitkisi üreten insanların da aynı sıkıntısı devam ediyor. Bugüne kadar seçmen kitlesinde yüksek sesle kendi şikayetlerini dile getirme yoktu. Bu seçimde yüksek sesle şikayetler dile getirilmeye başlanmış. Şehirlerde sessizlik var. Ama kırsalda insanlar bangır bangır bağırıyor” dedi.

 

 

“SİYASİ OTORİTE SAVCILARA EMİR VERİR HALE GELMİŞ”

 

 

Bugünkü iktidarın yaptığı en güzel şeyin, vatandaşı fakirleştirip kendisine muhtaç hane getirmek, ondan sonra ‘benim arkamda durmazsan benden sonra gelecekler bunu yapar şunu yapar’ diyerek tehdit etmek olduğunu ileri süren Mahramlı “İkincisi hukuk sistemini bu ülkede alt üst etmişsiniz. Fetö denilen belaya 12 seneden beri hukuku teslim etmişsiniz. Siyasi otorite savcılara emir verir hale gelmiş. Böyle bir ortamda birileri yüksek sesle şikayetini dile getirmeye çalıştığı zaman aba altından sopayı gösterip insanları tehdit eden bir zihniyet var. İnsanların siyasi tercihini ifade etmesini korkan bir Türkiye’de yaşamayı ben zül addederim” dedi.

 

 

“YOLLARIMIZ 1993’TEN KESİŞTİ”

 

 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile yollarının 1993 yılında kesiştiğini ifade eden Mahramlı “1993 yılında Tansu Çiller Doğru Yol Partisi Genel Başkanı olduğunda Meral Akşener de kadın kolları başkanlığı ile görevlendirildi. Ben de teşkilat başkan yardımcısıydım. Kadın Kollarını kurmak üzere 3,5 ay Türkiye’yi beraber dolaştık. 1994 mahalli seçimlerinde Meral Akşener Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu. 24-25 gün Kocaeli’nde Meral Ekşener ile beraber bir gezi yaptık. 1995’te milletvekilliğimiz bitti ama dostluğumuz devam etti” dedi.  CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’nin seçime girmesi için 15 milletvekili vermesinin Türk tarihine, demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak bir davranış olduğunu kaydeden Muhtar Mahramlı “İYİ Parti seçime girme hakkı elde etmeseydi Demokrat Parti listelerinden seçime gireceklerdi. A planı, B planı, C planı hazırdı. 4’lü protokolü yaptık fakat şunu gördük Demokrat Parti ile İYİ Parti’nin seçmen zemini aynı. Böyle olunca da aynı seçmen kitlesinin bölünmesini engellemek amacıyla bir Demokrat Parti olarak adaylıklarımızı İYİ Parti listelerinden gösterme kararı aldık. Biz görev istemeyiz, bize görev verilir. Bizim birinci sırada ya da 7’nci sırada olmamız hiç fark etmez. Biz bir fikrin, düşüncenin kavgasını veriyoruz” dedi.

 

 

“3-2-2 OLUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM”

 

 

Tekirdağ’da 720 bin civarında seçmenin olduğunu kaydeden Mahramlı “Bunların büyük bir çoğunluğu mevcut yönetime oy vermeyeceğini ifade ediyorlar. Bu sefer gerekli tepkiyi sandıklarda göstereceklerini söylüyorlar. Tahminim iktidar partisi herhalde yine mevcut durumunu korur diye düşünüyorum. İktidar partisinin şu anda 3 milletvekili var ama ben 3’ü zor görüyorum. Totalde cumhur ittifakı bana göre 200 binin altına düşer diye düşünüyorum. Millet ittifakı da 350 binin üstüne çıkar. Milletvekili sayısı CHP’de 3 geri kalan da 2 AK Parti,  2 İYİ Parti olur diye düşünüyorum” dedi.

 

 

“ÖNCE GİDİN ZONGULDAKTAKİLERİ ÇALIŞTIRIN”

 

 

Termik santralle ilgili de konuşan Mahramlı, Saray’ın kuzey taraflarında kalitesi düşük kömür ocaklarının olduğunu ifade ederek “Zonguldak’ta 7 bin-8 bin kalorili kömürü kullanmaktan vazgeçmişiz burada 900 ile bin 200 kalorili enerjisi olan kömürü kullanıp enerji üretmeye çalışacağız. Eskiden bizim bu bölgede 300-500 metrede su bulurduk şimdi bin 200-bin 300 metrelere kaçtı su. Biliyorsunuz termik santrallerin en büyük sorunu sudur. Su kaynakları gitgide kısıtlanırken ve bu bölgede de tekstil sanayi olsun yerleşik bir sanayi var. Böyle bir termik santrali buralara kurup bu su rezervlerini heba etmenin mantığı yok. Düşük ebatlı kömürden çıkacak gazların diğer atık maddelerin bu bölgedeki tarımsal araziyi berbat etme riski var. Bu bence birilerine rant sağlamaktır. Siz gidin önce Zonguldak’takileri çalıştırın. Rusya’dan ithal kömür getiriyorsunuz bunun altında ben şunu görüyorum buradaki düşük yataklı kömürleri birilerine verecekler birilerine para kazandıracaklar. Birileri bir rant elde edecek. Buradaki elektrik enerji üretim tesisi de yarım yamalak çalışacak. Saatte 100 ton kömür yakacağınıza bin ton kömür yakacaksınız. Bunun getireceği çevre zararını ölçmek mümkün değil” dedi.

 

 

“24 HAZİRAN BİR DÖNÜM NOKTASI”

 

 

“İnsanlar İYİ Parti'ye neden oy versin, insanlar Muhtar Mahramlı'yı neden tercih etsin?” sorusuna da cevap veren Mahramlı “Öncelikle insanlar tecrübeye destek vermiş olacaklar. Biz bu ülkenin Tekirdağımızın ve Çerkezköyümüzün sorunlarını bilen, ihtiyaçlarını bilen, beklentilerini biliyoruz. Ben ve mensup olduğum siyasi parti geçmişte bu bölgeye her türlü yatırımı yapmış ve gerçekleştirmiş bir zihniyetin temsilcisiyiz. Daha da geliştirerek, daha da iyileştirerek imkanları Tekirdağlı hemşehrilerimize elimizden geldiğince sunacağımızdan kimsenin şüphesinin olmasın. Şimdi vatandaşlarımızın burada dikkat etmesi gereken bir şey var. 24 Haziran bir dönüm noktası. 24 Haziran’dan sonra bu ülkede idare sistemi yeni kurallar çerçevesi içerisinde yeniden dizayn edilecek ve yeniden uygulamaya konulacak” dedi.

 

 

“KİŞİYE GÖRE SİSTEM OLMAZ”

 

 

Gazeteci Şaban Kardeş’in “Eğer parlamentodaki dağılım değişirse yeni bir anayasa gündeme gelir mi?” sorusuna da cevap veren Muhtar Mahramlı “En çok şikayet ettiğimiz mesele bugünkü değişen anayasada denetlenebilir bir başkanlık sisteminin olmaması. Bugün 24 Haziran’dan sonra aynı kurallar manzumesi devam ederse ki değişene kadar devam edecek, salt bir padişahlık idaresi gibi bir idarenin içerisinde kendimizi bulacağız. Siz denetlenemeyen bir Cumhurbaşkanlığı sistemini bu ülkede dayatırsanız yarın öbür gün olabilir mevcuda güvenebilirsiniz doğruluğuna dürüstlüğüne ondan sonrasını da düşünmek zorundasınız.  Kişiye göre sistem olmaz. Sitem genel kaideler üzerine kurulur. Kişiler o genel kaideler çerçevesinde bu ülkeyi yönetirler. Bugün maalesef ülkede bu yok. Bugün ülkede her şey tek adamın eline kalmış. Teröründen fetö’süne kadar, ekonomisinden en ufak bir memurun maaşına kadar tek adam rejimine git gide adapte olur bir hale gelmişiz. Esefle seyrediyorum. Siz ‘ne istediler de vermedik’ diyeceksiniz, ‘ne söylediler de yapmadık’ diyeceksiniz ondan sonra da çıkacaksınız ‘Allah bizi affetsin’ diyeceksiniz. Ve vatandaştan özür dileyeceksiniz. Bu şuna benziyor. Sizin evinize bir hırsız giriyor sonra yakalanıyor benim ihtiyacım vardı, Allah beni affetsin diyor. Hadi güle güle diyorsunuz. Böyle bir şeyi kabul eder misiniz” dedi.

 

 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU