Yağlı güreşlerde bilmezlikten, rastgele yapmaktan ve geleneklere dikkat etmemekten kaynaklanan bir disiplinsizliğin söz konusu olduğunu dile getiren Gürkan “Bu konuda aslında kimse art niyetli değil. Öncelikle onun bir altını çizelim. Kimse 'Aman yağlı güreş kötü olsun, işte batsın gitsin' anlayışında değil. Ama bazen iyi niyet kötülüğü beraberinde getiriyor. Bozulmayı beraberinde getiriyor. Bir söz vardır. 'Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir' derler. Böyle giderse bu yağlı güreş yavaş yavaş ölmeye başlayacak” dedi.
OLİMPİYATLARA NASIL KATILIYORSUNUZ?
Yağlı Güreşte Türkiye’deki en iyi tesisin Kırkpınar Er Meydanı olduğunu ifade eden Gürkan, “buna rağmen biz yetemiyoruz. Yağlı Güreş Düzenleyen Kentler Birliği fikri biraz buralardan çıktı. Şöyle bir soru soruyorum ben. Tabi pek cevap veren yok. Cevabı herkes biliyor da, ben de biliyorum ama cevap veren pek çıkmıyor. Herhangi bir spor disiplini; örneğin; kayak. Örneğin; minder güreşi. Nasıl katılıyorsunuz olimpiyata? Elemelere giriyorsunuz, çok çalışıyorsunuz, çok başarılı oluyorsunuz, eliyorsunuz en son geliyorsunuz olimpiyat takımına ya da milli takıma giriyorsunuz. Gidip orada yarışıyorsunuz. Hangi dal olursa olsun. Peki, hepimiz ne güzel söylüyoruz; ‘Yağlı Güreş’in olimpiyatı Kırkpınar.’ O zaman burası bir olimpiyatsa nasıl her kıspeti alan, her zembili alan olimpiyata çıkıyor? Burada bir çelişki yok mu? Bir pehlivan hangi boyda olursa olsun, hangi boyda olduğu çok önemli değil. Yağlı Güreş’te 14 tane boy var. Hangi boyda olursa olsun bir pehlivan hedefsiz bir şekilde mi güreşmeli?” dedi.
Haber / Ruşa ELMA
