EDİRNE'NİN KÖYLERİ

UZUNKÖPRÜ'NÜN KÖYLERİ-9 (Değirmenci,Dereköy,Gazi Mehmet,Gemici,Hamidiye Köyü) Değirmenci Uzunköprü ilçesine bağlı bir köydür.Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yokt

KÜLTÜR SANAT 29.11.2015 17:06:00 0
EDİRNE

(çeltik.buğday.ayçiçeği.pancar v.b)2009 yılından beri ceviz ve badem yetiştiriciliği yapılmaktadır 350 dekar alanda badem 510 dekarda alanda da ceviz yetiştirilmektedir.1800 dönüm buğday 2000 dönüm ayçiçeği 2500 dönümde çelkik toplamda 6200 dönüm toplu arazisi bulunmaktadır.Köyümüzün 420 dönüm köye ait merası bulunmaktadır ve köy muhtarlığına ait 24 dönüm arazisi bulunmaktadır her sene mart ayında muhtar ve ihtiyar heyeti eşliğinde açık arttırma yaparak ihaleye giren köy halkına icara verilmektedir.Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır .Köyde ilköğretim okulu vardır.

Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

DEREKÖY

 Edirne ilinin Uzunköprü ilçesine bağlı bir köydür . Köyün adı daha önceleri Derelikebir iken daha sonra yapılan değişiklik ile Dereköy ismini almıştır.köy 90 lı yıllarda nüfus olarak çok fazla idi .göç sayısı artınca nüfus düştü. Edirne iline 83 km, Uzunköprü ilçesine 16 km uzaklıktadır. Köyün iklimi, Trakya Karasal iklimi etki alanı içerisindedir.Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyde OR-KÖY tarafından yaptırılmış olan 10 ton süt kapasiteli süt entegre tesisi bulunmaktadır. Fabrika köye ait değildir. Köyde 2006 yılında yapılan çalışmalar sonucu ilköğretim okuluna yeni bir yüz kazandırılmıştır. Köyün 2005 yılında altyapı çalışmaları tamamlanarak kanalizasyon döşenmiştir. Köyde faal olmayan bir sağlık evi bulunmaktadır. Köyün yolları stabilize asfalttır.

GAZİ MEHMET

Edirne ilinin Uzunköprü ilçesine bağlı tarihi eski olan bir köydür.Gazimehmetköyü Yunanistan'dan(Selanik)gelenler tarafından Rum köyü olan bu köye yerleşilmesiyle kurulmuştur.(Atatürk ün karga kovaladığı çiftliğin yer aldığı angaza (lankadias) göçmenleri çoğunluktadır. Ki bu çiftlik ulu önderin annesinin öz kardeşi Zübeyde hanıma aittir. yani Zübeyde hanım'da Langazalı'dır).Günümüzde köyde meskun olanların çoğu Zübeyde Hanım'ın memleketi olan Langaza ve Doyran'dan mübadele ile göç etmişlerdir. Köyde yaşayanların 1350'li yıllarda Karaman civarından Rumeli'ye iskan edildiği bilinmektedir. Eski adı Kadıköydür. Daha sonra Gazimehmet köyü olarak isim değişikliği yapılmıştır.Gelenek ve görenekleri Trakyaya özgüdür.Misafirperver bir yapıya sahip olan köy,çalışkanlığı ve tutumluluğu ile öne çıkmaktadır.Muhacir olan köy,düğünlerini genel olarak cumadan başlatıp pazar akşamı bitirir.

Ancak yeni yeni salon düğünlerine geçiş başlamıştır.Köyde bayramlaşma önce camide başlar ve mezarlık ziyaretinden sonra halk evine gider.Bayram sabahları genelde kahvaltı sütlü çorba adı verilen muhacir kökenli bir çorba ile yapılır.Yemek olarak genel Türk mutfağı ve Trakya usulü yemekler yapılır.halk kışlık olarak tarhana,kuskus, yufka,sütlü lor gibi yiyeceklerini yazdan yapıp kışın afiyetle yer.İnsan olarak saygılı bir halk olan Gazimehmet köyü sakinleri okul,öğrenci ve öğretmene gereken önemi sunar.Köy gençleri en az lise mezunudur.Köyde okur yazar olmayan yok denecek kadar azdır.Edirne iline 85 km, Uzunköprü ilçesine 22 km,Hayrabolu 21 km. uzaklıktadır.İki ilçe arasında bulunmaktadır.Arazisi sulak değildir.Baraj yapımı bitmiştir. Köyün iklimi, Trakya Karasal iklimi etki alanı içerisindedir.Köyde temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarım genelde modern yöntemlerle yapılmaktadır. Buğday ve ayçiçeği nöbetleşe olarak ekilir. Sulama imkânı olan alanlarda mısır ve ihtayaca yönelik sebze üretimi yapılır. Hayvancılıkta son yıllarda ahır hayvancılığı revactadır. Büyük baş hayvanlar ilkbahar mevsiminden itibaren Trakya antropojenlerine çıkarılır. Köy dışından gelenlerin sahip olduğu kömür işletmesi de köy sınırlarında mevcuttur. Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı yoktur. Ancak sağlık evi vardır. Ebesi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

 

GEMİCİ

 Uzunköprü ilçesine bağlı eski bir köydür. Köyün halkı Yunanistan’dan mübadele ile gelmiştir ancak nerden geldiği tam kesin değildir. Köyün gelenek, görenek ve yemekleri hakkında bilgi yoktur.Edirne iline 80 km, Uzunköprü ilçesine 13 km uzaklıktadır.Köyün iklimi, Trakya Karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

HAMİDİYE

 Uzunköprü ilçesine bağlı bir belediyeliktir. Hamidiye Köyü 1895 yılında, Rus harbi sonrası Bulgaristan'dan göç eden dedelerimiz ve ninelerimiz tarafından kurulmuştur.Köy halkı 1887 yılında Bulgaristan’ın Plevne ilinin Bejenova (becenova) kasabasından 17 aile ile göç etmişlerdir.Anadolu’ya gelen Bejenovalı diğer Pomak göçmenler ise Kırklareli ili Vize ilçesi Doğancı köyünde, Kütahya ili ,merkez BüyükSaka köyünde ve Aydın ili,Söke ilçesinin Yuvacık Kasabasında ikamet etmektedir.Köyün isminin nereden geldiği ile ilgili olarak iki tane rivayet vardır. Birincisi; köyün Sultan 2.Abdülhamid döneminde kurulmuş ve Sultanın kendisine atfen bu ismin verildiğidir. İkincisi; Osmanlı döneminde transit ticaret yolu üzerinde bulunan köyün yakınındaki bir handaki hancının kızından gelmektedir. Kızın adı Hamidiye'dir. Kısa bir hikâyesi vardır. Bu handa hancı ve kızından başka devamlı ikamet eden başka kimseler yokmuş. Gelen birkaç gün konaklar ve gidermiş. Hancının hanımı bir hastalıktan dolayı vefat edince kızıyla başbaşa kalmış. Hamidiye isimli bu kızın göz alıcı bir güzelliğe sahip olduğu ve babasının da kızcağızın başına bir hal gelmesin, beni bırakıp gitmesin diye hanın ikinci katındaki kendilerine ait odada sürekli kilitli tuttuğu rivayet edilir. Yüzünü bir gören olmasın diye kızını çok sakınırmış. Günün birinde handa konaklamak için gelen akıncı bey'i Kurtbey ve arkadaşları birkaç gün orada kalırlar. Hedefleri kefereye vurkaç yaparak Osmanlı ordusunun önünü açmakmış. Kurtbey han bahçesinde dolaşırken, pencerenin kenarından kaçamak bakışlarla kendisini izleyen Hamidiye'yi fark eder ve bir bakışta her ikisi de birbirine aşık olurlar. Kurtbey hancıyı her ne kadar sıkıştırdıysa da hancı handa bir kadının olmadığı konusunda Kurtbey'i ikna etmeye çalışır. Ama pek inandırıcı olmaz bu Kurtbey için. Ertesi sabah Hamidiye tekrar pencereye çıkar ve Kurtbey ile konuşur. Kurtbey bir görev için gitmek zorundadır ve dönüşte kendisini alarak kaçıracağını söyler. Hamidiye havalara uçar ve hazırlarını tamamlar. Kurtbey görev sonrası tekrar hana uğrar ve bir akşam Hamidiye'yi kaçırır. Hamidiye ve Kurtbey evlenirler. Ama kızın babası inatçı hancı bunu kabul etmez. Kızını bir daha asla göremeyeceği ve yalnız kalacağını sanan bana kahrolur. Kahrından kızının ismini sayıklaya sayıklaya ölür. İşte, kısaca hikâyesiyle iki rivayet.Köyün gelenek ve görenekleri kendine has Rumeli özelliğini taşır. Meşhur yemekleri; tarhana çorbası, kesme yufka makarnası, koyurtmaç (inek sütünün beyaz peynir ile mayalan- masıyla ve içine közlenmiş yeşil biber atılmasıyla yapılır.)Giyim kuşamından günümüz genç nesile kalan bir emaneti ne yazık ki kalmamıştır. Halen orta yaşlı ve yaşlı kadınların ev dışına çıkarken örtünmek için kullandığı "PÜRGÜ" denilen örtüleri vardır. Başa örtülen kapak ve bele kadar giyilen etek olmak üzere iki parçadır. Ancak genç nesil tarafından benimsenmemektedir. Asırlardır değişmeyen ve dünya döndükçe değişmeyecek çok güzel bir gelenekleri daha vardır. Özellikle düğün derneklerinde, köy sancağı ( köyü temsil eden bayrak) her zaman muhtarlık odasından çıkarılır ve en önde gider . İstiklal marşımız okunarak açılır ve toplanır. Cemiyet devam ettiği sürece görünür bir noktada tutulur. Milli birlik ve beraberliğimizi simgeleyen bu gelenek daha asırlar boyu unutulmadan devam edecektir.

Edirne iline 80 km, Uzunköprü ilçesine 13 km, Keşan ilçesine 35 km uzaklıktadır. Köy kurulduğu günlerde etraftaki diğer köylerden daha büyük olduğundan dolayı Nahiye (Bucak Merkezi)olarak anılmaktadır. 60'lı yılların sonuna kadar köyde bir jandarma karakolu kurulu idi. Daha sonra Uzunköprü'ye taşınmış olmasına rağmen halen karakol içinde bir bölüm Hamidiye Karakolu olarak anılmaktadır. Uzunköprü'den Hamidiye Köyüne doğru seyahat ederken, köy öncesi dik bir rampa tırmanırsınız. Bu rampaya Hamidiye rampası denir. Köyün kuzey doğusundan geçen dere de Hamidiye Deresi olarak anılır ve Ergene Nehri'ne dökülür. Doğu tarafında da Paraşüt tepesi denilen, köy rakımından daha yüksek bir tepe mevcuttur. Köyün batı tarafı Ergene ovasının düzlüklerine açılır. Kuzeyden güneye doğru Edirne-Çanakkale E-87 karayolu geçmektedir. Bu karayolu köyün ortasından geçmektedir. Köyün iklimi, Trakya Karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Köyde, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ayrıca kanalizasyon şebekesi de mevcuttur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı vardır ancak sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.