EDİRNE'NİN İLÇELERİ

UZUNKÖPRÜ UZUNKÖPRÜ'YE TREN'İN GELİŞİ Uzunköprü'de sosyal, ekonomik ve ticari durumun gelişmesinde demiryolunun yapılmasının büyük etkisi olmuştur. Böylece bu yörede yetiştirilen ürünl

GÜNDEM 13.11.2015 14:57:00 0
 EDİRNE

1867'de Padişah Abdülaziz, Paris, Londra ve Viyana gezisinden dönerken, Viyana'da sermayedarlarla görüşerek demiryolunun İstanbul'a kadar uzatılmasını istedi. Olumlu karşılanan bu isteğin gerçekleşmesi için Nafia Nazırı Davut Paşa Avrupa'ya gönderildi. Paris'te Baron Hirisch, Avusturya Şimendüferi Direktörü Alfons Rochild'in yardımı ile 17/4/1869 da anlaşma yapıldı. Böylelikle demir yolunun Selanik ve İstanbul'a uzatılması sözleşmesi imzalandı.

Edirne-İstanbul demir yolunun yapımına 1870 yılında, İstanbul yönünden başladı. Üç yıl gibi kısa bir sürede 1873 yılında tamamlandı.
Uzunköprü istasyon binası ve diğer tamamlayıcı tesisleri 1872 yılında yapıldı. Trenin Edirne'ye varışı büyük törenlerle kutlandı. Bununla ilgili, o günler İstanbul'da çıkan Hulasatü'l-Efkar ve Basiret gazetelerinde özet olarak şu bilgileri görüyoruz. .
 İstanbul — Edirne demiryolu haziranda tamamlanmış ve Şark Demiryolları Kumpanyası tarafından, demiryolunun Edirne'de açılışı törenine padişah ve hükümet ileri gelenleri davet edilmiştir. 18 Haziran 1873 Salı günü Edirne'de açılışı yapmak üzere Sadrazam Rüştü Paşa, Adliye  Nazırı Mithat Paşa, Maarif Nazırı Ahmet Cevdet Paşa ve seksen kişiden oluşan seçkin devlet adamları ile Şark Demiryolları Kumpanyası sahibi Baron Hirisch olduğu halde, alaturka sabah saat 11 de Sirkeciden hareket edilerek tüm istasyonlarda yerel yönetici ilgilileri halk ve okul öğrencileri tarafından karşılanmışlardır.
Tren öğleden sonra alaturka saat dokuza on dakika kala Uzunköprü istasyonuna gelmiş, istasyonda başta kaymakam Hacı Hasan efendi, Naip Ebubekir Sadık efendi, Müftü Ahmet Sabri Efendi, belediye Reisi Hacı Şerif Ağa ve ilçenin tüm memurları, kasaba ve köylerden gelen kalabalık halk topluluğu ile okul öğrencileri karşılama törenine katılmışlardır.
 Halk ve öğrenciler "Padişahım çok yaşa, padişahım çok yaşa, padişahım çok yaşa" bağırışları ile konuklan karşılamışlardır. Sadrazam ve nazırlar trenden inmişler ve istasyon binasının açılışını yapmışlardır. Akşam yaklaşmakta olduğundan Edirne'ye erken varabilmek için, Uzunköprü istasyonunda on dakika kalarak halkı selamlamışlar ve Edirne'ye hareket etmişlerdir.Ayrıca Ergene üzerinde "Ak Köprüler" olarak bilinen köprü ayakları bulunmaktadır. Bu ayaklar üzerinde demiryolu köprüsü bulunmakta olup bu köprü ile Harmanlı ve Çavuşlu bölgesinde bulunan kömür ocaklarından buharla çalışmakta olan trenlere ihtiyaçları olan kömür taşınmaktaydı. Günümüzde Yeniköy arkasında yıkılmış durumda eski bir istasyon daha bulunmaktadır. Bu istasyondaki makaslar ile kömür trenlerinin Uzunköprü istasyonuna geçişleri kontrol edilmekteydi.

Su ve Çeşmeler

UZUNKÖPRÜ'DE SU

Uzunköprü’nün su gereksinimini Sultan II.Murad’ tan 1950’li yıllarla kadar yapılan mahalle çeşmeleri karşılamıştır. Bunlar "12 Çeşmeler" olarak bilinmekte olup  Rıza Efendi mahallesi, Halise Hatun Mahallesi ( Yağ Hane Çeşmesi), Şinasi okulu karşısı, Habiphoca Mahallesi çeşmeler meydanı günümüzde ayakta kalanlarıdır.1926 yılında Trakya'da kurulan Alpullu şeker fabrikasının artezyen kuyuları açtığı ve 110 metre derinden gürül gürül suların fışkırdığı duyuldu. Bu durum göz önü edilerek, 1934 yılında hudut Tabur Komutanı Refik Tulga ile kömür ocağı sahibi Edip Baysal'ın girişimleri ile kışlaların karşısında, köprü başında 96 metre derinlikte, yer yüzüne fışkıran bir artezyen kuyusu kazıldı. Suyun içimi hafif ve çok tatlı idi. Hatta uzun süre sakalarla, Uzunköprü'ye içme suyu olarak taşındı.
1948 yılında dönemin Belediye Başkanı Kazım Taner, kent içinde, belediye parkı arkasında ikinci bir artezyen kuyusu kazdırdı. Ama bu kez 110 metre derinlikte su çıkmıştı. Su yer yüzüne kendiliğinden fışkırmamıştı. Buraya bir çeşme yapıldı. Santrifüjle, yapılan su deposuna doldurularak halkın yararlanmasına sunuldu. Böylece kent merkezinde açılacak artezyenlerle büyük çapta su sağlanamayacağı saptandı.
 Bunun üzerine, 1950 yılında İller Bankasının da yardımı ile kışlalardaki 96 metre derinlikten ve kendiliğinden fışkırarak yer yüzüne çıkan suların kente getirilmesi olasılıkları araştırılmaya başlandı.
1950 yılında, kışlalar karşısında, köprü başında ve istasyon altında beş artezyen kuyusu kazıldı. Depolar ayrıldı. Pompaj tesisleri kuruldu. Köprüye su ulaştırma boruları raptedildi. Kentimizin en yüksek yeri olan Mescit mahallesinde, 30 metre yüksekliğinde, su deposu yapıldı.
1968 yılında kule depo yanında üç, 1971 yılında da sekiz gömme depo daha yapılarak, kapasite (280) tona yükseltildi. Bu depolardan kasabanın her evine bol su sağlanmış oldu.  (kaynak: Latif Bağman)

Telli Çeşme

Uzunköprü Çarşısı’nın ortasında Telli Çeşme meydanı’nda bulunan bu çeşme 1800 yılında yaptırılmıştır. Çeşmenin üzerindeki bezeme XVIII.yüzyıl özellikleri taşımaktadır. Burada kıvrık dallar, rumiler, servi motifleri taş üzerine işlenmiştir. Uzunköprü’nün 1920-1922 yıllarındaki Yunan işgali sırasında çeşmenin üzerindeki kitabe ve bezemeler kazınmıştır. Bugün ancak izleri görülebilmektedir. Bu çeşme Muradiye Caminin köşesindeki yerinden sökülerek 1960 yılında bugünkü yerine taşınmıştır.

 Rıza Efendi Cami Çeşmesi

 Uzunköprü Rıza Efendi Mahallesinde eski Rıza Rıza Camisinin giriş kapısı yanında bulunan bu çeşmeyi Hacı İbrahim Ağa 1722 yılında yaptırmıştır. Çeşmenin suyu Sultan II.Murat’ın şehre getirdiği su şebekesinden sağlanmıştır.  Çeşme üzerinde küçük bir kitabe bulunuyordu:  “Sahib ül-Hayrat Hacı İbrahim Ağa, sene 1137 (1734)”.  Rıza Efendi Çeşmesi cami ile beraber yıktırılmıştır. Bugün yerinde yeni Rıza Camisi  bulunmaktadır.

 Habip Hoca Meydan Çeşmesi

Uzunköprü Habip Hoca Mahallesi Meydanı’nda bulunan bu çeşmeyi 1709 yılında Hacı İbrahim Ağa yaptırmıştır. Mimari yönden bir özelliği olmayan bu çeşmenin suyu Yaymeşe Bağlarından getirilmiştir. Çeşme üzerinde mermer üzerine yazılmış kitabesi bulunmaktadır.
 Kitabe:
Sahib ül-Hayrat Hacı İbrahim ağa
Eyne begi teberrükât varur
Dest-gir ola dünyada hüdâ
Vire cenette mansıb vecâ
Çünkü bu çeşme ecri etti
Ecrini eyle kevserden ilâh
Dedi tamamına tarih-i dil
Oldu bu çeşme hub Allâh 1121 (1709).

 Halise Hatun Çeşmesi

 Halise Hatun Camisi haziresinin karşısında bulunan bu çeşmeyi Eyne (İnece) Kethüdalığını yapmış olan Uzunköprülü Hacı İbrahim Ağa eşi Halise Hatun adına 1705 yılında yaptırmıştır.
Kesme taştan olan bu çeşmenin suyu Yaymeşe Bağlarından getirilmiştir. Sivri kemerli, dikdörtgen görünümlü çeşmenin sivri kemeri üzerinde talik yazı ile kitabesi yazılıdır.

Kitabe:
Kethüdâ mir-i Mükerrem Hacı İbrahim ağa
Ruhu pâki Mustafa verdi su içsun içen
Has-ü âm  içti iş bu pâk ab çeşmeden
Şâd ola subh-ü mesa ruhu Hüseyin ile Hasan
Gel bu pâk-i Şenli dedi tarihin
Geçmiş canân iç o Kevser âbı dünyada sen
1117 (1705).

Hasodalı Mehmet Ağa Çeşmesi
 Şehsuvar Bey Çeşmesi de denilen Hasodalı Mehmet Ağa Çeşmesi, Şehsuvar Bey Camisi’nin doğusundaki avlu duvarına bitişiktir. Hasodalı Mehmet Ağa 1680 yılında Albaba yöresindeki bir su kaynağından su getirerek bu çeşmeyi yaptırmıştır. Ancak bu çeşme de yıkılmış ve yerine orijinalinden uzak bir yenisi yapılmıştır.

  Mahmut Baba Çeşmesi

Uzunköprü’de Gazi Mahmut ve Park Çeşmesi ile de anılan bu çeşme köprünün yakınında idi. SultanII.Murad tarafından 1443 yılında yaptırılmıştır. Çeşmenin suyu Malkoç su kaynaklarından toprak künklerle getirilmiştir. Bu çeşmenin özelliği aynı zamanda Uzunköprü’nün tarih köşkü işlevini üstlenmiş oluşudur. Çeşme üzerinde Sultan II.Murad tarafından 1443’te yapıldığı, sağ köşesinde ise köprünün 174 kemeri olduğunu belirten mermer bir kitabesi vardır. Mahmut Baba Çeşmesi 1965 yılında caddenin genişletilmesi sırasında bulunduğu yerden 5 m. doğuya taşınması için yerinden sökülmüş ve yalnızca ön cephesi eski haline uygun olarak yapılmıştır.

Hazırlayan/Seyit SÜREN