EVLİYA ÇELEBİ'YE GÖRE KIYIKÖY

Evliya Çelebi'de 1650'li yıllarda Kıyıköy'den geçerken gördüklerini yazdığı Seyahatname kitabında şöyle anlatmaktadır: "Eyüp Mevleviyetinde (Mevlevi Tarikat) beş yüz evli ol

GÜNDEM 7.05.2015 18:26:00 0
EVLİYA ÇELEBİ

Cami, bir hanı, bir hamamı, 20 Rum dükkanı, üç kilisesi vardır. Limanı yoktur. Buradan batıya, Karadeniz kıyısı boyunca gidip, ''Aya Pavya'' limanına geldik. Burası muhtemelen (Panayır İskelesi'dir) Üçyüz evli mescidli bir köydür. Burası Subaşı (Yöreye bakan) kahya ve bostancılarındır. Ama vakıf mı, zeamet mi, hatırımdan çıkmıştır. Bu köyün karşısında dokuz mil uzakta İne ( İğneada) vardır.”

 

GEÇMİŞTE KIYIKÖY’ÜN SOSYAL, KÜLTÜREL VE EKONOMİK DURUMU

 

Tarihçi Ahmet Refik Bey'in yazdığına göre de Kıyıköy 1881'den önce de şu durumda bulunuyordu: “Midye İlçesi Doğuda Karadeniz, Kuzeyde Tırnova ve Ahtapol (Bulgaristan'da) Batı'da Vize İlçesi, Güneyde Çatalca Sancağı (Sancak Vilayet ile Kaza arası bir örgüt) ile sınırlanmış olup, 646 İslam (yarısı erkek, yarısı kadın) 6769 Rum, ve 292 Bulgar olmak üzere toplam 7607 nüfuslu bir yerleşim yeriydi.  Samakofçuk ( yeni adı Demirköy) isminde bir bucağı (Nahiyesi) ile Turulya (Hamdibey Köyü), Urgaz (Kışlacık), Hamidiye, Aksicim, Sultanbahçe (Saraybahçe) adında beş köyü vardır. Yıldızdağları (Istrancalar) ilçeyi çevirmiş olduğundan arazisi genellikle dağlık ve ormanlık olduğundan ekilebilir arazisi çok azdır.

 

KIYIKÖY KARADENİZ KIYISINDA TEPE ÜZERİNE KURULMUŞ

 

Kıyıköy beldesinin uzunluğu 40, genişliği 16 kilometredir.  Midye (Kıyıköy) kasabası Edirne'nin 120 ve Kırklareli'nin 92 kilometre Güneydoğusunda ve Karadeniz Kıyısında yüksek bir tepe üzerinde kurulmuş, eski bir sur ile çevrili, eski bir kasabadır. Suları kireçli ise de güzel ve manzaralı yerleri çoktur. Beldenin bölünmüş olduğu 4 mahalleden üçü sur içinde ve biri sur dışında olup, sur dışındaki mahalle surun kapısından denize kadar uzanarak beldeyi ikiye ayırır. Çarşıyı meydana getiren 12 arşın (8m.) genişliğinde düzgün bir cadde ve buna paralel olarak 8’er arşın (5’er m.) genişliğinde iki cadde daha vardır. Sokakları da genişçedir. Kıyıköy beldesinde   devlet binası olarak liman binası, Sultan Selim mirasından kalma bir cami, bir mescit ve köyleriyle beraber iki İslam erkek İlkokulu, biri Ortaokul olmak üzere 5 erkek ve iki kız Hıristiyan okulu, 6 kilise, 16 han, 5 kiremithane, 25 fırın, 110 kahve, 157 dükkan, 6 mağaza vardır. Günümüzde ise dükkan sayısı eski ihtişamlı günlerine göre yüzde altmış azdır.Kahve sayıda ve ve fırın sayısı da azdır.Ama halkın ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılamaktadır. Ayrıca Kıyıköy’ün 37181 dönüm ekili arazisi, 79 dönüm çayırı, 56 dönüm bahçesi, 2785 dönüm bağı ile 23 su değirmeni ve 12 çeşmesi bulunmaktadır.

 

KÖMÜR VE BALIKÇILIK BAŞLICA GEÇİM KAYNAĞI

 

Kıyıköy’de tarım ürünleri değişik ve az miktarda hububattan ibaret olup, beldenin ihtiyacını karşılayacak derecede dahi değildir. Ormanları yüzde 80'i meşe olmak üzere tahminen 4000 hektar kadar olup, yılda 11.500 – 12.000 bin ton kömür yapılır.Yapılan kömürde  ve ihraç edilmektedir.Kıyıköy’de  Kömürden sonra balıkçılık da başlıca gelir kaynağıdır. Gerek kıyılarda gerekse derelerde her cins bol balık avlanmakta olup,yalnız  yılda 2.000.000 kadar çiroz ihraç edilmektedir.Ayrıca Kıyıköy’ün  Kazan Dere'sinin alabalığı da çok meşhurdur. Bu derenin 260 km2 yağış alanı vardır. Dere saniyede 25.728.000 metreküp su akıtmaktadır. Köyıköy’de hayvancılıkta önemli bir yer tutmaktadır. Küçük ve büyükbaş hayvanlar 12.180 koyun, 11.805 keçi ve 12.360 domuz besiciliği yapılmaktadır. Kıyıköy’ün batı tarafında ve Pabuç Dere dolayında yekpare taştan oyulmuş ve  eski eserlerden bir manastır mevcuttur. Bu yörenin güzelliği nedeniyle burası beldenin mesire yeridir. (Pabuç Dere'nin yağış alanı 77 km2, saniyede akıttığı su ise 29.800.000 m3 tür.)Kıyıköy ile Demirköy de telgraf-posta merkezi vardır. Bucak ve köylerin  Kıyıköy merkezine uzaklıkları ise, Demirköy  9, Hamidiye  3, Aksicim 1.5, Saraybahçe  3 km.’dir.

 

  ETRAFI BATAKLIKLARLA ÇEVRİLİYDİ

 

Cumhuriyet ilan  edildiğin de Kıyıköy'ün en büyük sorunu etrafını çevreleyen bataklıklar idi. O yıllarda yapılan bir tespitte şöyle denilmektedir, “İl içerisinde Vize ilçesine bağlı Midye (Kıyıköy) Bucağı'nda, bucak merkezinden geçen derelerin denize döküldükleri yerlere dalgaların hücumlarıyla yatakların önü kapanmış ve böylece 15-20 dönüm kadar yer suyun birikmesiyle göl-bataklık şeklini almıştır. Kıyıköy halkı bu bataklıklardan  çok etkilenmektedir. Özellikle yabancılar ve yeni gelen memurlar Kıyıköy'de mutlaka 3 gün sonra sıtmaya tutularak ne kadar kuvvetli bünyeye sahip olsalar da bir süre sonra bataklık zehirlenmesinin bütün belirtilerini hissetmeleri nedeniyle hastalanmakta oldukları görülmüştür.”

 

KIYIKÖY DOĞAL VE SİT ALANI İLAN EDİLMİŞ YERDİR

 

 Günümüzde  artık  Kıyıköy'de böyle bir sorun bulunmamaktadır. Bugün Kıyıköy Kırklareli'nin Karadeniz kıyısında eski kültür eserleri ve zengin doğa yapısı nedeniyle koruma altına alınmış, Doğal ve Tarihi Sit Alanı ilan edilmiş bir yerdir. Gelecekte ''ikinci bir Bodrum''  olma şansı vardır. Ancak turizm konusunda gerekli yatırımlar bulunmamakta ve yöre halkı kendi imkanlarıyla  turizmde ilerleme yapma gayreti içinde olduğu gözlenmektedir.Kazan ve Pabuçdere'ler bu tarihi ve doğa güzelliğine büyük katkı sağlayan  önemli akarsulardır.Turizm pansiyonculuğu  son yıllarda büyük gelişme göstermiştir. 1987 yılında belediye kurulmasıyla birlikte Kıyıköy gelişme olanağına kavuşmuş ve modernleşmeye başlamıştır. Belde halkının yaşamı da disiplinli ve kurallara uygun hale getirmiştir. Beldenin Cumhuriyetten sonra ilk Belediye Başkanı Dr. Nurtekin Erol’dur. Belediye kuruluşunu Dr. Nurtekin Erol başlatmış, Yusuf Yürük  ve İsmail Gök geliştirmiştir. Ancak köy muhtarı olarak da Mustafa Altan'ın Kıyıköy'e hizmetleri bulunmaktadır.

 

BÜYÜK TURİZM POTANSİYELİ BULUNMAKTA ANCAK DEĞERLENDİRMEYİ BEKLEMEKTEDİR

 

Kıyıköy'de eski çarşı günün koşulları içersinde daha gelişmiş, işyeri sayısı, lokantaları, marketleri artmıştır. Haftada bir gün pazar kurulmaktadır. Balıkçılık fazla gelişmiş değildir. Ormancılık eski gücünü kaybetmiştir. Bir kısım halk orman işçiliği yapmaktadır. Bütün bunlara rağmen Kıyıköy'ün tarihten gelen  ihtişamı yoktur. Fakat büyük bir turizm potansiyeli bulunmaktadır. Halk sağlığının altyapısı tesisleri vardır.Beldenin içme suyu Fındıklı ve Kamara denilen mevkilerden gelmektedir. Kanalizasyon öncelikli bir sorun olarak ele alınmıştır. İlk ve orta dereceli okul bulunmaktadır.1936 yılında yapılan ilkokul hareketi 3 sınıflı sistemle başlamış 1945 yılında da 5 sınıflı olmuştur. 0kulun ve kasabanın ilk okul müdürü Milli Mücadeleye katılmış olan Kışlacıklı Hüseyin Aydın'dır. 1937-1938 yılında ilkokuldan dördü kız, biri erkek  beş öğrenci mezun olmuştur. Fakat zaman içerisinde yüksek okullara gidenlerin sayısı çoğalmıştır.

 

KIYIKÖY İSTANBUL’UN YAKACAK İHTİYACINI KARŞILAYAN BELDE

 

Geçmişte Kıyıköy İstanbul'un odun kömürü ve yakacak ihtiyacını karşılayan, Karadeniz kıyısındaki yerlerin önünde gelirdi. Odun ve odun kömürü ticareti yapan çok sayıda tüccarlar vardı. Kömür üretimi ve ticareti büyük sermaye sahipleri meydana getirmişti. Bunların 17. yüzyılda bir aralık kömürü maliyetin üzerinde sattıkları anlaşılınca halkta yakınmalar olmuş, Ahi Birlikleri olaya tepki göstermiş, bunu disiplinsizlik ve alış-veriş ahlak ve kurallarına aykırı bulmuşlardır. O günün Türkçesi ile olay bir belgede şöyle dile getirilmektedir: ''Midye Nahiyesinde.. sermayeci taifesi şahika-ı ciballerde kömür harkeden ve reayadan (köylüden) mukaddema (önceden) yüz yirmi vakiyye kömürü kırkar akçeye Pey ve Asithaneye gelince mutad üzre otuzar akçe navlun sefinesini dahi mahzen ashabı verip bu veçhile der mahzen olan kömürün her yüz yirmi vakiyyesi kendilerine doksanar akçeye baliğ olduğuna binaen'' denilerek olay Ahi Birliklerince doğru bulunmamıştır.

Marmara Haber