FAHRETTİN MASUM BUDAK


KÖTÜ GÜNLER GERİDE KALDI

1988-1993 yılları Azerbaycan'ın çaresiz yıllarıydı. Bu devletin Başkanı Elçibey de zor durumdaydı. Bir avuç Ermeni Azerbaycan'ın önemli bölümünü işgal etmiş ve "Hocalı Katliamı" yaşanmıştı. Azerbaycan Devleti'ne kimse kulak vermek ve "harayına yetişmek" istemiyordu. Demirel gazetecilerin bir sorusuna "Kızıl Ordu'dan mı savaşacağız?" deyip Azerbaycan'ın işgaline kayıtsız kalmıştı.


Turgut Özal da "Onlar Şiî'dir, bizden çok İran'a yakındırlar, İran yardım etsin" deyip kestirip atmıştı. Türkiye'yi yönetenler iki helikopteri vermekten çekinmişti.

 

 Milletimizin büyük evladı, "Atatürk'ün askeriyim" diyen Elçibey, eli kolu bağlı, şaşırıp kalmıştı!

 

Evet, görüyorsunuz. 

 

Türkiye nereden nereye geldi. 

 

İki helikopteri çok gören bir Türkiye'den "canımızla, kanımızla Azerbaycan'ın yanındayız" diyen bir Türkiye'ye kolayca gelmedik. 

 

Peki, bu neden böyle oldu? 

 

Hiç düşündünüz mü? 

 

Daha önce verdiği röportajda Tayyip Erdoğan da "Onlardan her türlü melanet beklenir" diyerek Şiîleri, yani Azerî Türklerini kötülemişti. 

 

Burada dikkatinizi çekmek istiyorum. 

 

İktidarda kim veya hangi partiler vardı? 

 

Doğru Yol, Anavatan ve Ak Parti vardı. Zaten CHP'yi hiç saymıyorum. 

 

Bu partilerin liderleri Azerbaycan'a bu gözle bakıyorlardı.

 

Aradan yıllar geçti. 

 

Ermeniler yine durmadı. 

 

Yayılmacı politikalarına yine devam etmek istediler. 

 

Çünkü bu bölgede iki yüz senedir aynı şeyi aralıklarla sürdürüyorlardı.

 

Bu sefer Türkiye'de iktidarda Türk milliyetçilerinin dışarıdan ve içeriden desteklediği Cumhur İttifakı vardı. 

 

Köprülerin altından çok sular geçmişti. 

 

Türk milliyetçileri hemen alarma geçti ve olaya derhal el koydular. 

 

Azerbaycan'ın yanında ve arkasında olduğumuza dair demeçler, beyanatlar verdiler. 

 

İktidarla beraberiz, dediler. 

 

Bir nevi hayat- memat meselesi yaptılar. 

 

Devleti harekete geçirdiler. 

 

Hükümetin Kafkaslara yönelmesini sağladılar. 

 

Dünyaya mesaj üzerine mesajlar verdiler. 

 

"Üçüncü Dünya Savaşı çıkabilir" diyerek Batılıları, Haçlıları uyardılar.

 

Böylece, Türkiye'nin maddi ve manevi desteği Azerbaycan'ı yüreklendirdi. 

 

Ve 44 günlük bir Azerbaycan- Ermenistan savaşında işgal edilen topraklar geri alındı. 

 

Buna sebep olan Türk milliyetçileri ve Milliyetçi Harekettir. 

 

Bu bizim için çok kıymetlidir. 

 

Bunun değerini bilmek ve anlatmak zorundayız.

 

Acaba diyorum ki, Milliyetçi Hareket iktidar ortağı olmasaydı, Türkiye Azerbaycan'a bu kadar yoğun ve can siperane destek verebilir miydi? 

 

Hiç sanmıyorum. 

 

Bu konuda emin değilim. 

 

Çünkü, geçmişte söylenen sözler ve yaşanan hadiseler bizim gibi düşünenleri tereddüde sevk ediyor!

 

FAHRETTİN MASUM BUDAK