Bu konuda olur veren ve destek olan Çerkezköy Haber
ve Marmara Haber Gazetelerinin imtiyaz sahibi gazeteci
Şaban Kardeş Bey’e teşekkürlerimi bir borç biliyorum.
İlk köşe yazımda 2015'den bu yana tartışma konusu
olan 'Yerlilik ve Millilik' kavramını ve bu kavramlarla
Hüda Par'ın uyumunu ele almak istedim.
Öncelikle siyasetin her saniye gündeminde olan bu
kelimenin köküne inmek gerekiyor. Bu konuda
TDK’dan destek alacağız ve yerli ne demek, milli
ne demek ona bakacağız!
YERLİ: Yurt içinde yapılan veya bir yurdun
kendine özgü niteliklerini taşıyan.
MİLLİ: Milletle ilgili, millete özgü, ulusal
Evet... Anlamları okuduğumuza göre bu konuyu
açmamızda bir sakınca yok! Yukarıda belirttiğim
gibi 2015 yılından bu yana her konuşmasında yerli
ve millî kavramını kullanan bir iktidar ittifakı
(Cumhur) ve iktidara destek ittifakı (Millet) var.
Yapılan her faaliyette, her konuşmada yerlilik
ve millilik vurgusu yapan iktidar en son Hizbullah'ın
siyasi uzantısı olan Hüda Par'la açık bir ittifak yaparak
yerli ve milli olduğunu iddia ederek listelerinden garanti
yerlerde vekillik sırası vermişlerdir.
Hüda Par ne kadar yerli ve ne kadar milli?
2012 yılında kurulan Hüda Par, istihbarat
verilerinde ve kamuoyunda Hizbullah'ın siyasi uzantısı
olarak raporlandı. 1979-80 yılları içerisinde
Diyarbakır'da bir kitapçılıkta da kurulan bu örgüt
aşırı sağ, cihatçı, şeriatçı ve devlet düşmanı olarak ön
plana çıktı. Zekat ve fitre adı altında halktan zorla
para toplayan bu örgüt, yurdumuzun doğusunda
yeni bir ayrılıkçı hareket olarak Kürt vatandaşlarımızın
başına pkk'dan sonra ikinci bela olmuştur. Dergi,
gazete ve kitaplarla örgütlenme faaliyetlerini
yoğunlaştırarak eyleme geçmeye çalışmışlardır.
1984 yılında İstanbul Şişli'de bir kuyumcu soygunu
ile gündeme gelen Hizbullah eylemleri için askeri
eğitim almaya başlamıştı. Kültür Bakanlığı yapmış
Fikri Sağlar'ın söylemelerine göre 1985 yılında alınan
kararla devlet içerisinde desteklenmiş, fonlanmış
ve eğitilmiştir. Ancak bu bir iddiadan öteye gitmemiş,
bununla ilgili devlet kayıtlarında bir somut bilgiye
erişilmemiştir. Yıllar 1992’ye gelince Türk siyasetçi
Doğu Perinçek'in çıkarmış olduğu 2000'e doğru
haftalık dergisinde Hizbullah'ın Diyarbakır
emniyetinde çevik kuvvet tarafından eğitim
aldığı yazılmıştı. İsimlere yer verilmeyen bu
makalenin yazarı Halit Günden iki gün sonra
öldürülerek bu örgütün cinayet listesine eklense
de katil serbest bırakıldı! Makalesinde saat 22.00'den
sonra çevik kuvvet komiserinin de bu eğitime katıldığını
bulgular, tanıklar ve kanıtlarla ortaya koyan Halit Günden
bu oluşumun diğer Hizbullah örgütleri ile bağının
olmadığını, bu Gladyo oluşumu olduğunu ve
Türkiye Şeyh'inin Hüseyin Velioğlu olduğunu ileri sürdü.
1993 Meclis Araştırma Komisyonunun hazırlamış
olduğu rapora göre yine bu örgütün Batman Emniyeti
tarafından eğitim aldığı raporlarla kanıtlanmıştır.
JİTEM’e göre Hizbullah!
Bu örgütün JİTEM tarafından da tespit edildiği
ve örgütün 2011 yılında bir siyasi parti olacağını
ileri süren JİTEM Kurucusu Sayın Cumhurbaşkanımızın
da ‘savcısıyım’ dediği Ergenekon Davası sanığı Arif Doğan
dile getirse de mahkeme akıl sağlığını gerekçe göstererek
bu bilgiyi önemsemedi. Ancak 2012 yılında Hizbullah
"Hüda Par" adında bir siyasi oluşuma destek oldu
ve Türkiye’de kuruldu.
Yani değerli okuyucular ülkemizin akıl sağlığı
sorunlu Atatürkçüsü, dönemin hoca efendisi
fetöcü/pdy'li savcılardan daha devletçiydi.
İki önemli olay ...
Gaffar Okkan cinayeti...
1993 Polis Akademisi Mezunu olan Gaffar Okkan,
1997’de Diyarbakır İl Emniyet Müdürü olarak atanmıştı.
4 yıl görev yapan Okkan, bu süre zarfında Diyarbakır’da
halk tarafından çok sevilen bir yüz olmuştur.
Ayrıca yaptığı araştırmalar sonucu Hizbullah'ın
emniyet içerisinde eğitim almasını engellemiş ve
"bunlar ajan" diyerek tavır koymuştur. 2000 yılında
Hizbullah’ın Lideri Hüseyin Velioğlu'na yapılan
yakalanma operasyonunda adı geçmesi üzerine 24
Ocak 2001 yılında Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden
Valiliğe doğru giderken aracına saldırılması sonucu polis
memurları Mehmet Kamalı, Mehmet Sepetçi,
Selahattin Baysoy, Sabri Kün ve Atilla Durmuş
ile birlikte şehit edilmiştir.
Konca Kuriş cinayeti...
1961 doğumlu olan Türk Müslüman Feminist
Yazar Konca Kuriş, Nakşibendi Tarikatı ile tanınmış
olup daha sonra cemaat ve tarikatlarla yolları ayırmış,
İslam'ın ışığında davasını savunmaya başlamıştır.
Kur'an-ı Kerim'in tarikat ve şeyhlerce farklı
yorumlandığını anlamının tek olduğunu ve kişilere
indirgenemeyeceğini söylediği için. 16 Temmuz
1998 tarihinde evinin önünden kaçırılarak 1999
domuz bağı işkencelerine maruz bırakılarak öldürülmüştür.
23 Ocak 2000 tarihinde Konya'da Hizbullah'ın
infaz evlerinden birinde cesedine ulaşıldı.
Hizbullah ve HÜDA-PAR ilişkisi!
Gaffar Okkan suikastının ardından
Hizbullah ismi ağzına alınamaz hale geldi.
Örgüt Türkiye'deki eylemlerini ve oluşumunu tamamlamak
için Mustazaf Derneğini kurdu ancak bu dernekte yine
örgüt bağlantısı ve partizanlığı yaptığı için içişleri bakanlığı
tarafından kapatıldı. Derneğin kurucu başkanı Mehmet
Hüseyin Yılmaz, 2012 yılında Hür Dava Partisi adı altında
örgütü siyaset arenasına soktu. Oy potansiyeli çok
düşük olan bu örgüt bağlantılı Parti'nin kurucusu
2013 yılında görevi Zekeriya Yapıcıoğlu'na devretti.
Şu an Genel Başkan Hizbullahcı Zekeriya Yapıcıoğlu,
Cumhur İttifakına desteğini açıklamasının ardından
Akp'nin Milletvekilliği Listesinde İstanbul 3. Bölge
4. Sıradan yer verdi. Daha önceki seçimlerde Cumhur
İttifakı 3. bölgeden 18 vekil çıkarmış, 15 AKP 3 MHP.
Şimdi merak konusu olan şu milliyetçi seçmen ne yapacak?
Hizbullah'ın siyasi uzantısına oy verecek mi?
Pkk ve Hizbullah'ın Meclis’te olması ne gibi sorunlar
doğuracak? Ülke için ne gibi bir sorun oluşturmakta?
Sorulacak çok soru var ancak söylenecek
tek şey var:
Takdir Yüce Türk Ulusunundur.
Murat Can Ergün