Kavlak: Fitili 3 Ocak'ta ateşleyeceğiz

MESS ile toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde bundan sonra izleyecekleri yol haritasını sendikanın Kapaklı İlçe Kongresinde açıklayan Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, "Biz, karda

GÜNDEM 28.12.2019 16:18:00 0
Kavlak: Fitili 3 Ocak

Uzun süredir bugünü beklediğini, emek ve ekmek mücadelemizin ateşlini yakmaya geldiğini kaydeden Kavlak  “Kavgamızın fitilini ateşlemeye geldim. Bizim uzattığımız eli havada bıraktılar ama biz buradan, bu salondan, havada kalan ellerimizi birleştirip, dev gibi bir yumrukla meydanlara çıkacağız. Direnişin, mücadelenin kralını yapacağız” dedi. MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi öncesinde, üyelerimizin talep ve beklentilerini alarak bir taslak hazırladıklarını belirten Kavlak “Bu taslak hepimizin ortak taslağıdır. Bizim onurumuzdur. Sizlerin bize emanetidir” diye konuştu. 

 

“TARİHİ BİZ YAZACAĞIZ, ONLAR OKUYACAKLAR”

 

Masada mücadele ettiklerini, direndiklerini söyleyen Kavlak “Taslağı hazırlarken, aklımızda tuttuğumuz, hiç unutmadığımız bazı gerçekler vardı. Bunlar, Türkiye’nin gerçekleridir. Nedir bunlar? İçinde bulunduğumuz acımasız yaşam koşullarıdır. Her geçen gün eriyen ücretlerimizdir. Gün geçtikçe pahalanan hayatın ta kendisidir. Gıdadaki, eğitim ve sağlıktaki enflasyondur. Kiradaki, enerjideki, ulaşımdaki enflasyondur. Öyle, Türkiye İstatistik Kurumu’nun nereden çıktığı belli olmayan rakamları değil, Türkiye’nin gerçek rakamlarıdır. Çarşının, pazarın, sokağın asıl gerçeği budur. İşte biz, bunları düşünerek, hesaba katarak, üyelerimizi bu süreçte mağdur etmemek için, ince eleyip, sık dokuyarak bir taslak hazırladık. Ne kadar ürettiğimizi, nasıl kaliteli ürettiğimizi, gece gündüz demeden nasıl fedakarca çalıştığımızı, işyerimize nasıl sahip çıktığımızı, üretim ve ihracat rekorları kırdığımızı ve bütün bunların üstesinden gelirken, nasıl bir yaşam kavgası verdiğimizi,  bunların hepsini iyi biliyorduk. Biz müzakere masasına, bunları gözeterek, bütün iyi niyetimizle birlikte oturduk. İşin doğası gereği, pazarlığa açık, uzlaşmacı, kendimizi düşündüğümüz kadar, ülke gerçeklerini de düşünerek elimizi uzattık. Ancak ne yazık ki, elimiz yine havada kaldı. Taleplerimizi, taslağımızı, haklı nedenlerimizi, masa anladı, sandalye anladı, taş anladı, onlar anlamadılar. Bize dediler ki, gidin bir kez daha tarih yazın. Peki dedik. O zaman şimdi sıra yeniden tarih yazmaya geldi. Tarihi biz yazacağız, onlar okuyacaklar” dedi. 

 

“MÜCADELE ATEŞİNİ YAKIYORUM”

 

Kavlak, “Sözleşme sürecinin tamamını düşündüğümüzde, belki de işin en kolay aşamasındayız. Çünkü sıra, en iyi yaptığımız işe geldi. Yani mücadele etmeye geldi. Geldiğimiz bu yeni aşamanın adı, artık mücadeledir. Sendikal mücadele denilince, her zaman sokaklar, meydanlar akla gelir. Yürüyüşler, mitingler düşünülür. Doğrudur, sendikal mücadelenin zirve noktası orasıdır. Eylemdir, gerektiğinde kavgadır. Ama sendikal mücadelenin bir de masa boyutu vardır. Orası da çetin bir süreçtir. O masa, çelik gibi sinirler ister, sabır ister, dayanıklılık ister, mangal gibi yürek ister. O yürek işte bu salondadır” dedi. Bu noktaya gelene kadar mücadeleyi iyi niyetle masada sürdürdüklerini kaydeden Kavlak “İlk kavgamızı orada verdik. 7 Ekim 2019 tarihinde başlayan görüşmelerde, sabrımızla, sükunetimizle, sözleşme teklifimizi, elimizden geldiğince savunduk. 44 maddeyi herhangi bir sorun yaşamadan, tarafların anlaşmasıyla geçtik, bitirdik. Ancak 64 maddede ve 2 yönetmelikte uzlaşma sağlayamadık. Bütün iyi niyetimize ve çabamıza rağmen, MESS’le uzlaşamadık. Oysa bizim amacımız masada uzlaşmak, bu işi orada bitirmekti. Çünkü bizim için en iyi sözleşme, masada biten sözleşmeydi. Ancak muhatabımızdan aynı yaklaşımı göremedik. Biz, yeni hakları konuşalım, kazanılmış haklarımızı koruyalım, üzerine daha iyi haklar alalım derken, onlar kazanılmış haklarımıza göz diktiler. Daha önce üzerlerinde defalarca konuşup uzlaştığımız haklarımızı yeniden masaya getirdiler. Biz,  çağdaş çalışma koşulları, insan onuruna yaraşır bir yaşam derken, onlar esnek çalışma, kıstalyem, denkleştirme gibi çağdışı uygulamaları dayattılar. İşyerlerine kölelik düzenini getirmek istediler. Biz emeğimizi, alın terimizin karşılığı deyince de, onlar size enflasyon kadar zam yeter dediler. Bizi bir lokma, bir hırkaya mahkum etmek istediler. İşte bunlar, bizim için sözün bittiği, bıçağın kemiğe dayandığı yerdi. Müzakerelerin 5. oturumunda uyuşmazlık zaptını tuttuk ve masadan kalktık. Ben bugüne kadar sahaya inmedim. Daha çizmeleri giymedim. Son sözü söylemedim. Ama hiç merak etmeyin, işte o gün geldi. Kapaklı’da, toprağımda, arkamdaki dağ gibi güçle, sizlerle birlikte, o çizmeleri giyiyorum, mücadele ateşini yakıyorum” dedi. 

 

“BU MASALLARA KARNIMIZ TOK”

 

Çalışma barışından olduklarını söyleyen Kavlak, “Biz, karda kışta eylem yapma meraklısı da değiliz. Ama, bize dayatılan bu sefalet sözleşmesine, tepkimizi koymasını da biliriz. Bundan böyle yapacağımız eylemlerle, herkes Türk Metal’in gücünü görecek. Biz, kavgadan yana değiliz. Ama kavga etmeyi de iyi biliriz. Madem siz masayı dağıttınız, gün gelecek o masayı dağıttığınız gibi, toplayacaksınız. İşler durgun diyorlar. Bunu biz de biliyoruz, ekonominin içinde bulunduğu durumu biz de görüyoruz. Piyasalardaki gerilemeyi, satışlardaki düşüşü, hepsini görüyoruz, biliyoruz. Peki ya biz? Biz uzayda mı yaşıyoruz? Bu krizler, zamlar, pahalılık bizi etkilemiyor mu? Senin fabrikanda kullandığın elektriğe, doğalgaza zam geliyor da, benim evimdekine gelmiyor mu? Sen hiç pazara gidiyor musun? Git pazara da gör bakalım, soğanın, patatesin kilosu kaç para. Biz açıklanan bu resmi enflasyona göre sözleşme yapamayız. Buradan TÜİK yetkililerine sesleniyorum. Alışverişi nereden yapıyorsanız bize de söyleyin de, biz de oradan yapalım. Çünkü biz ekmeği, peyniri, zeytini, sizin verdiğiniz fiyatlara bulamıyoruz. Bir de, enflasyon sepetine koyduğunuz, tenis topunu, yurt dışı tatilini, parfümü rüyamızda bile göremiyoruz. Yeter artık. Bu milleti kandırmayın. Bizi aptal yerine koymayın. Bizim karnımız ete aç, zeytine aç, peynire aç, ama bu masallara karnımız tok” dedi. 

 

“İŞLER KÖTÜYKEN İYİ BİR SINAV VERDİK”

 

İşverenlere de seslenen Kavlak, “Bize geçen sözleşmede verdiklerinizi hatırlatıp durmayın. Biz geçen sözleşmede iyi mücadele ettik, sonuna kadar direndik. Onu siz vermediniz, biz aldık. O zaman işler de  iyiydi, siz de iyi niyet gösterdiniz, iyi bir sözleşme yaptık. Siz de kazandınız, biz de kazandık. Ancak, marifet, işler iyiyken bize verdiğiniz değildir. İşler iyiyken herkes verir. Önemli olan işler kötü olduğunda da emekçinin alın terini gözetmektir. Bugün sınav günüdür” dedi. İşler kötüyken iyi bir sınav verdiklerini kaydeden Kavlak “Kısa çalışma ödeneğine evet dedik. Biz dar günde elimizi taşın altına koyduk. Kara gün dostu olduğumuzu gösterdik. Şimdi sıra işverenlerimizde. Şimdi onlar üzerlerine düşeni yapacak. Onlar ellerini taşın altına koyacak.  Kara gün dostu olduğunu gösterecek” diye konuştu. MESS’in bir başka dayatmasının da, 3 yıllık sözleşme olduğunu dile getiren Kavlak, “MESS yöneticileri, bizim taleplerimizin  istihdamı tehlikeye atacağını söylüyor. Öyle yağma yok. Kimse bizi ekmeğimizle tehdit edemez. Kimse aşımıza, ekmeğimize göz koyamaz. Metal işçisini küçük göremez. Yapamaz, yaparsa, bu dünyayı onlara dar ederiz. Bu gök kubbeyi başlarına yıkarız, herkes aklını başına alsın” diye konuştu. 

 

“BİZİ ÇALIŞTIRAMAZSINIZ”

 

20 yıldır sözleşme yaptığını, ilk kez, grevin ertelenmesiyle, Yüksek Hakem’le, enflasyonun bile altında bir zam almakla, yani açlıkla tehdit edildiğini söyleyen Kavlak, “Bizi ekmeğimizle terbiye etmek istiyorlar. Buradan işverenlere de, ülkemizi yönetenlere de seslenmek istiyorum. Geçen dönem yaptığımız sözleşme anlaşmazlıkla sonuçlanınca, anayasamızın ve yasalarımızın bize verdiği demokratik hakkımız olan grev hakkımızı kullanmak istedik. Kararımızı aldık, uygulama tarihini açıkladık. Ancak hükümet, işkolumuzla hiç ilgisi olmayan genel sağlık ve güvenlik gerekçesiyle grevimizi erteledi. Yasal hakkımızı elimizden aldı. Anlaşıyorsanız anlaşın, yoksa Yüksek Hakeme gidersin, üç kuruş zammı alırsın, oturursun dediler. O gün de söylemiştim, şimdi yine söylüyorum. Bizim grevimizi yine erteleyebilirsiniz, bizi Yüksek Hakem Kurulu’na götürebilirsiniz, bize de tıpkı Tüpraş’ta yaptığınız gibi, sefalet ücreti verebilirsiniz. Ama bunun bedelini de ödersiniz,  bizden verim alamazsınız, bir daha bizim yüzümüze bakamazsınız. Vallahi de, billahi de bizi çalıştıramazsınız. Biz emeğimiz ve ekmeğimiz için mücadele etmekten geri durmayacağız. Biz, kimsenin üyemizi işiyle tehdit etmesine izin vermeyeceğiz. Bizim için ekmeğimiz ve işimiz ayrılmaz bir bütündür. Biri için diğerinden vazgeçmeyiz” dedi. 

 

“FAZLA MESAİLERİ KALDIRDIK”

 

Bundan sonra izleyecekleri yol haritasını da açıklayan Pevrul Kavlak, tüm işyerlerinde fazla mesaileri kaldırdıklarını belirterek “Herkes metal işçisinin kıymetini anlayacak. Biz olmazsak çarkların dönmeyeceğini, bacaların tütmeyeceğini görecek. Bu süreçte, üyelerimizi fazla mesaiye çağıran, zorlayan, gelmeyenleri cezalandırmaya kalkan bütün işverenlere tepkimiz sert olacak” dedi. Şuanda arabulucu aşamasında olduklarını söyleyen Kavlak, “Arabulucu tarafları görüşmeye çağırdı. Ancak orada da uzlaşamadık. Arabulucu raporunu da 15 gün içinde verecek. Ama biz bu süreçte, davamıza sahip çıkacağız. Fitili 3 Ocak’ta ateşleyeceğiz. O günden başlayarak, önce yemekhane protestoları yapacağız. Ardından, üretimden gelen gücümüzü göstereceğiz. Vardiya giriş çıkışlarında, her iki vardiyayı birleştirerek, toplu basın açıklamaları yapacağız. 6 Ocak günü 10 dakikayla başlıyoruz. 10 Ocak’ta bunu 15 dakikaya çıkaracağız. 13 Ocak’ta 20 dakikaya çıkaracağız. MESS temsilciliklerine siyah çelenk koyacağız. Olmadı, 19 Ocak’ta Bursa’da yüz binlerle miting yapacağız. Sesimizi duymayanları, bizi görmeyenleri, anlamayanları, can damarından vuracağız. Her gün daha az çalışacağız. Mücadele nasıl edilir, kavga nasıl verilir, helal ekmek nasıl kazanılır, dosta, düşmana göstereceğiz. Ben, çıktığımız bu yeni yoldan zaferle döneceğimize inanıyorum” dedi. 

 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU