"Seslerle içimizdeki hekimi ayaklandırıyoruz"

Çerkezköy'de Yoga dersleri vermeye başlayan Yoga Eğitmeni Melis Tuncer ile Peter Hess Academy Türkiye Temsilcisi ve Ses Masajı Eğitmeni Sırma Belin, Çerkezköy halkına yönelik 'Ses çanakları ile meditasyon' isiml

GÜNDEM 12.12.2019 17:20:00 0
"Seslerle içimizdeki hekimi ayaklandırıyoruz"

Katılımın ücretsiz olduğu workshop önceki akşam 19.00-21.00 saatleri arasında Gabralı Otel'de düzenlendi.  

 

"HORMON SALGISI İLE ALAKALI"

 

Katılımcılara ilk olarak ses çanakları verilerek ses ile buluşmaları amaçlandı. Daha sonra, Sırma Belin hazırladığı sunumla katılımcıları ses meditasyonu hakkında bilgilendirdi. Dünyaya geliş amacının sesi yaymak, ses şifasını hatırlatmak olduğunu söyleyen Belin, "Edirne'de şifahanede seslerle, frekanslarla, kokularla tedaviler yapılıyordu. Biz unuttuk onları. Biz çanak yöntemi ile farklı bir teknik uyguluyoruz ama aynı kapıya çıkıyor." dedi. Her durumda ilaç kullanılmaması gerektiğini vurgulayan Belin, "Her şeyde bir ilaca saldırmayın. Kendi içinizdeki hekimi uyandırın. Onu çok derin uykulara yatırmışız. Onun uyandırılmaya ihtiyacı var. Seslerle içimizdeki hekimi ayaklandırıyoruz. Çanakların sesiyle de, kendi içimizdeki sesle de. Herhangi bir ses çıkarttığımızda ne oluyor biliyor musunuz? Bu ses ile hormon salgısı başlıyor bedende. Mutluluk hormonları salınmaya başlıyor. Ağrı kesiciler salınmaya başlıyor beyinden. Onun için ağrılar gidiyor, daha iyi hissetme hali ya da kalp çarpıntısının hafiflemesi hormon salgısı ile alakalı. Her şey titreşim, her birimiz titreşimiz. Duvarlar, kağıtlar her şey titreşim ama farklı boyutlardaki titreşimler. Kimini katı görüyoruz kimini hiç göremiyoruz. Gözümüzün algıladığı bir aralık var, kulağımızın duyduğu ve algıladığı bir aralık var. Biz gözümüzle her titreşimi görebilsek, kulağımızla her titreşimi duyabilsek herhalde çıldırırız” dedi. 

 

"HER BİRİMİZ MIKNATISIZ"

 

5 yıldır sesin içinde olduğunu söyleyen Sırma Belin, "Artık kulaklarım öyle bir hassaslaştı ki. Her bir sesi duymaya başladım ve müthiş ses gürültüsü var. Her şeyi duyunca her şey rahatsız ediyor. Ben neredeyse müzik bile dinlememeye başladım. En kısıkta dinliyorum. Hassasiyet başladı. Bu iyi bir şey mi? İyi bir şey aslında." şeklinde konuştu. Belin, "Hepimizin hayatında olmuştur, kötü bir olay gelir başımıza, 'Allah kahretsin hepsi de beni mi bulur?' dersiniz. Ya da tersi olur düğünler, dernekler, partiler, aşklar falan, 'ne güzel bir dönem yaşıyorum' dersiniz. Mıknatıssınız çünkü, her birimiz mıknatısız. Mıknatıs ahşabı çeker mi? Çekmez. Metali çeker, ona uyumlu olanı çeker." şeklinde konuştu. 

 

SÖZ BÜYÜDÜR, SİHİRDİR

 

"Hayatlarımıza güzelliği çekebilmek için bizim güzel titreşmemiz lazım" diyen Belin, "Bunun tek yolu çanaklar asla değil. Birçok yol var; bir ağaca sarılmak, bir çiçeği büyütmek, güzel bir müzik dinlemek, yoga yapmak, pilates yapmak, nefes almak, doğa da olmak gibi. Güzel sesler içeren güzel sözler içeren şarkılar dinlemek de dahil. Dilinize bir şarkı dolandığı zaman farkında olarak o şarkıyı söyleyin. 'Ben mutluluğu hiç yakalayamadım' diyorsa mesela, o şarkıyı söyleye söyleye mutluluğu yakalayamayız. Söz büyüdür, sihirdir diyorlar ya işte onlarla biz güzel enerji yayıyoruz. Küfürlü bir ortamda duruyorsanız kaçın oradan. Kulaklarınızı kapayın. Çünkü hücrelerin hafızası var." ifadelerini kullandı.

"HER ŞEYİN DENGESİ ÖNEMLİ"

Frekanslardan da bahseden Belin, "Şuan siz beni dinlerken beta dalgasında titreşiyor beynimiz. Sürekli betada olursak hastalanırız. Ama sürekli alfa da bizim ihtiyacımız olan, içimizdeki hekimin ayaklandığı beyni dalgasında titreşirse beynimiz o zaman da çakırkeyif, Leyla gibi derler ya öyle gezersiniz. Bunu da istemiyoruz sürekli, her şeyin dengesi önemli. Beta da olmak lazım alfa da olmak lazım. Ses çanaklarının sesi alfaya geçiriyor sizi. Beyin dalganız düşüyor, o düşerken ne oluyor biliyor musunuz? Sizin içinizdeki var olan potansiyelleriniz ayaklanıyor, yetenekleriniz ayaklanıyor." dedi. 

 

"DUYMA GÖRMEDEN ÖNCE GELİYOR"

 

Anne karnında ilk ve yüzde yüz gelişen organın kulak olduğunu söyleyen Belin, "Ve en son öldükten sonra bile kısmen işlevi devam eden organ yine kulak. Ne kadar önemli. Önce kulak gelişiyor, en son kulak işlevini sonlandırıyor. Bu kadar önemli bir organımız var. Duyma görmeden önce geliyor. Gözünüz görmediği durumda mesela arkadan gelen tehlikeyi göremezsiniz ama kulaklarınız arkadan gelen tehlikeyi duyar. Duymak daha önemli. Çok gürültülü ve yüksek volümlü seslere ne olur maruz kalmayın. Çünkü hücrelerimiz kısıtlı. Sürekli gürültülü ortamda olanlar o ortamın frekansını bir süre sonra duymamaya başlıyor. Ve kulak içinde ölen o hücreler yenilenmiyor hiçbir zaman. O yüzden daha kısık, daha bilinçli sesleri dinlemek gerekiyor." ifadelerini kullandı. Sırma Belin'in slaytının ardından meditasyon yapıldı. Meditasyon kısmında 'derin gevşeme' anı yaşayan katılımcılar, bedensel ve zihinsel olarak ciddi şekilde rahatladıklarını dile getirdiler. 

 

Haber / Buse SERİN