"Kendimizi bilgiye ve donanıma yönlendirmeliyiz"

Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası tarafından 'Özgüven ve hayır diyebilmek' konulu eğitim düzenlendi. Eğitimde konuşan eğitmen Seyyal Hacıbekiroğlu, "Türkiye'de 100 kişiden biri kitap okuyor. Bunun art

GÜNDEM 3.12.2019 15:46:00 0
"Kendimizi bilgiye ve donanıma yönlendirmeliyiz"

Eğitim, dün 10.00-16.00 saatleri arasında Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'nda SEY Danışmanlık sahibi Seyyal Hacıbekiroğlu tarafından verildi.

 

"STRES ÇOK İYİ BİR ŞEYDİR ASLINDA"

 

Seyyal Hacıbekiroğlu, "Gerçekten her insandan öğrenilecek şeyler var ve her insana da bütünüyle bakmamız da gerekiyor. Hemen etiketlerimiz ve önyargılarımızın devreye girmemesi lazım, arka planda acayip savaşları olabilir herkesin. İnanılmaz hikayelerimiz var ve aslında bütün hikayelerimiz de birbirinin yanına koyduğumuzda kendimize yük." dedi. Stresin tanımını da yapan Hacıbekiroğlu, "Stres; kişiyi uyaran ve kişide değişiklik yaratan her şeydir. Stres çok iyi bir şeydir aslında. Kişide değişiklik yaratır. Gerilim, korku, baskı, çatışma, kötü ve istenmeyen şey olarak da ortaya çıkabiliyor stres. Stresi yapan şeyi bulup olabildiğince oralara hazırlık yaptığımızda aslında geri kalanı zaten yaşanması gereken doğal bir durum. Bu nedenle stresle ilgili bize stresi yaratan şeyin ne olduğunu bulmalıyız. Stresi yok etmek diye bir şey yok, stresi yönetmek diye bir şey var." ifadelerini kullandı.

 

"BAZI İNSANLAR BUNDAN BESLENİYOR"

 

Strese neden olan şeylerden de bahseden Hacıbekiroğlu, "Çok fazla sorumluluk altında olmak, fiziksel görüntümüzle ilgili endişemiz, yetersiz enerjimiz, mesleki ilerleme ile ilgili duyduğumuz kaygı, iş tatminsizliği, dinlenme ve eğlenmeye vakit ayıramama stresi yaratan faktörlerdir." şeklinde konuştu. Stresin duygusal ve davranışsal faktörlerine de değinen Hacıbekiroğlu, "Yakın ve duygusal ilişkilerden kaçmak, hayattan zevk almamak, genel mutsuzluk hali, kendini yetersiz ve değersiz hissetmek, gereksiz öfkeler, geçimsizlik, düşmanlık, endişe, çabuk incinme, kuruntular, alaycılık, madde bağımlılığı, içki ve alkol kullanımında artış, uyku düzensizliği ve zamanı yönetememek gibi stresin duygusal ve davranışsal belirtileri vardır. Peki biz bunlarla nasıl başa çıkacağız? Strese neden olan kaynağı bulmak ve stresin tanımını yapmak zaten çözümün yüzde 70 parçası oluyor. Gerçekten strese sebep olan şey ne? Öncelikle bunu bulmalıyız. Çoğu kez bizim kişilik özelliklerimiz aslında strese sebep oluyor. Yani her şey tamam olduğunda stresli olabiliyoruz. Seviyoruz belki de stresli olmayı, buda olabilir. Bazı insanlar bundan da besleniyor." dedi. 

 

"SU TÜKETİMİNE ÖNEM VERİN"

 

Stresle başa çıkmanın yollarından birinin sağlıklı beslenmek olduğunu söyleyen Hacıbekiroğlu, "Sağlıklı beslenmenin direk stresle alakası var. Zaten bağırsaklara ikinci beyin deniyor. Su tüketimi çok önemli. Ben kendimin farkında oldum olalı 5-6 yıldır her sabah limonlu su içiyorum büyük bardakla. Ve ona bir sürü pozitif anlamlar yükleyerek içiyorum. Bunun bana hem psikolojik hem sosyolojik hem de biyolojik olarak çok faydası olduğunu biliyorum. Su tüketimine önem vermek lazım. Su uygulaması indirin telefonunuza. Çünkü vücudumuzun yüzde 60'ı 70'i su. Uyku düzeni de önemli. En güzel uyku saatinin 10.00 ile 06.00 arası olduğu söyleniyor. Uyumadan önce odayı havalandırın ve uyumadan önce telefonla ilgilenmeyin." şeklinde konuştu. 

 

"ULAŞILMAZ VE ZOR BİR ŞEY OLMAKTAN ÇIKIYOR"

 

Özgüvenden bahseden ve özgüvenin nasıl geliştirileceğini anlatan Hacıbekiroğlu, "Türkiye'de 100 kişiden biri kitap okuyor. Bunun artması lazım. En azından günde 30-40 sayfa kitap okumalıyız, ne okuduğumuzun hiç önemi yok. Twitter’da vakit geçirebiliriz, en azından bir şeyler okuma ve öğrenme şansımız var. Ama diğer sitelerde paylaşılan fotoğrafların içinde sadece şan, şöhret, işe yaramayan şeyler olunca bize hiç katkısı yok. Kendimizi bilgiye ve donanıma yönlendirmeliyiz. Dil öğrenmek özgüveni geliştirmek için etkili diyorlar ama ben pek katılmıyorum buna. Artık dil öğrenmek insan becerisi için çok da ulaşılmaz ve zor bir şey olmaktan çıkıyor. Çünkü teknoloji çok gelişti ve gelişmeye de devam ediyor. Ama tabi ki de dil öğrenmek beynin farklı yerlerini çalıştırdığı için beyin gücünü geliştiriyor ve dolayısıyla alzheimer ile ilgili de bir takım şeyleri ortadan kaldırıyor." dedi. 

 

"ADIMLARIMIZI SAĞLAM ATMALIYIZ" 

 

Yere sağlam basmanın özgüveni geliştirmek adına önemli olduğunu söyleyen Hacıbekiroğlu, "Adımlarımızı sağlam atmalıyız. Parmak uçlarına değil, topuklara basmak gerekiyor. Bu özgüveni geliştiren ve karşı tarafa da özgüven mesajı veren bir fiziksel bir harekettir. Kuruntularımızı da bir kenara bırakmalıyız, olumsuz düşünmemeliyiz. Hayır demek de önemli. Neden hayır dediğimizi uygun dille anlatmanın yöntemleri var. Biz istiyoruz ki bu eğitime gelirken herkesin kilit kelimesi 'Hayır' olsun, hayır diyebilmek olsun. Çünkü ihtiyacımız hayır demek. Ama neden hayır demediğimize bakma ile ilgili bir şey bize yük getiriyor. Bu yönümüzü geliştirmeliyiz. Gerektiğinde hayır diyebilmeliyiz ve neden hayır dediğimizin sağlam bir açıklaması olmalı." ifadelerini kullandı. Eğitimin sonunda katılımcıların eğitim ile ilgili görüşleri alınarak katılımcılara sertifikaları verildi. 

 

Haber / Buse SERİN