Evlat annenin eseridir

Kapaklı'da kitapseverlerle buluşan hukukçu-yazar Hayati İnanç, Kapaklılılara hayatından çeşitli anekdotları esprili üslubuyla anlattı. Evladın annenin eseri olduğunu ifade eden İnanç "Baba pr

GÜNDEM 27.10.2019 12:03:00 0
Evlat annenin eseridir

Hukuçu-yazar Hayati İnanç, 2. Kapaklı Kitap Fuarı’nın 2. gününde kitapseverlerle buluştu. Söyleşide kitapseverlerle bir araya gelen İnanç, mesleğinin avukatlık olduğunu belirterek “Artık avukatlık yapmıyorum ben sadece edebiyat ve kültür sohbetleri ile ömür tüketiyorum. Her nerede can kulağını açan biri varsa bizim ona söyleyecek iki çift lafımız var” dedi. 

 

“İNSANIN BİR FARKI OLMALI”

 

Ömrü boyunca kendine ‘Nereye gidiyorum’ diye sorma fırsatı olmadan dünyadan ayrılan pek çok insan olduğunu söyleyen İnanç “Yani herkes ölür de herkes yaşamaz. Yaşamak niye geldiğini, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmektir. Yoksa inek de doğup ölüyor. Üremek, acıkınca yemek yemek, yorulunca dinlenmek, bu işleri inek de biliyor. İnsanın bir farkı olmalı. O fark nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmektir” dedi. 

 

“ECEL GELMEDEN ÖLMEZSİNİZ”

 

6 yıl önce kalp krizi geçirdiğini ve gözünü hastanede açtığını belirten İnanç, “Zor yetiştirmişler beni. Stent takmışlar. Stent dediğimiz nişan yüzüğü gibi. Hayırlısıyla nişanlandık. Gözlerimi açtım, karşımda da doktor. ‘Ne arıyorsunuz burada?’ dedim. ‘Taktığımız yüzüğe bakmaya geldik’ dedi. Bu hikaye nerede biter diye sorduğumda ise bana ‘Hiç merak etme ölene kadar yaşarsın’ dedi” ifadelerini kullandı. Kendisini dinleyen kitapseverlere “Hiçbir şeye kafayı takmayın. Hiçbir tehlikeden de korkmayın” tavsiyesinde bulunan İnanç “Savaş oldu, adamın elinde de silah vardı falan, boş verin bunları. Çünkü ecel gelmeden ölmezsiniz. O adamın elinde silah vardı diye ölmezsiniz, ecel geldiği için ölürsünüz yani işiniz Allah ile insanlarla değil” dedi. 

 

“İKİ KİŞİYE KARŞI BOYNUNUZ BÜKÜK OLACAK”

 

“İki karşıya karşı boynunuz bükük olacak. Biri doktor biri muallim. Herkese karşı dik durun ama doktor ile muallime boynunuzu bükün” tavsiyesinde bulunan İnanç “Doktorun elinde neşter var. Muallim ise sizi yanlış yola koyarsa yandınız” dedi. 6 yıl önce kalbine stent takıldığında doktorunun kendisine “Vasiyetini yaz çünkü vasiyetini yazmayanlar öteki dünyada konuşamazlarmış. Sen de konuşmadan duramazsın” dediğini ifade eden İnanç “Ben de bunun üzerine vasiyetimi yazdım. İnternete yazdım. Vasiyet ettiğim kitaplar başlığı altında web sayfamda iki kitap var. O iki kitap şuanda beni dinleyenlere vasiyetimdir. Bunların ikisini de yazan Fatih Sultan Mehmet merhumun iki ayrı hocasıdır. Kitapların değerini talebeden anlayın” dedi.  Zaman zaman esprilileri kendisini dinleyenleri güldüren Yazar Hayati İnanç, “Ben öteki dünyada Fatih Sultan Mehmet ile karşılaştığım zaman ‘Sultanım gücenme ama seninle bir noktada eşit bulunuyoruz bir noktada da sizi geçtim’ diyeceğim. Sorarsa derim ki ‘sizin mezun olduğunuz kitaplardan ben de mezun oldum’. Geçtiğim nokta ise şu, Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında İstanbul'u fethettikten hemen sonra İstanbul Üniversitesi’ni kurar. Hocalardan rica eder 'bana bir oda ayırın ara sıra gelip kitap okuyayım' diye. Hoca ise 'Sultanım hatır için olmaz imtihana girersiniz kazanırsanız ne ala' der. Ben o üniversiteden mezun oldum kusura bakma sultanım biz girdik sen giremedin” şeklinde konuştu. 

 

 

“HERKESE NASİP OLMAZ”

 

40 yıldır evli olduğunu belirten İnanç “Geçen gün eşime, '3 torundan sonra ümit ediyorum cennete gideceğiz. Bakıyorum manzaraya bana 40 yıldır bana sabrediyorsun ben de sana şükrediyorum. Kitapta yazıyor ki sabredenlerle şükredenler cennete gider. Ümitliyim’ dedim. Bu iltifatın arkası boş değil. 40 senedir kahrımı çeken o insan ilkokul mezunudur. İyi gördüğünüz her hareketim, yazılıyorsa deftere herhangi bir sevabım en az yüzde 70'i ona aittir. Haftada 4 bazen 8 saat evde kalıyorum ben buna itiraz etmiyor eşim. Herkese nasip olmaz. Bir ermiş ile evliyim” sözleri ile salondakileri güldürdü. Bazılarının hanımlar söz konusu olduğunda “Bizim hanım çalışmıyor” gibi laf ettiğini söyleyen İnanç “Allah taş eder adamı. 8 saat mesai yapıyorsun diye sen çalışıyorsun, 24 saat aralıksız ömür boyu çalışan ‘çalışmıyor’. Allah yakar adamı. ‘Annelik yapıyor’ diyeceksin. Ve üstelik ekleyeceksin ‘Öyle bir iş yapıyor ki dünyada ondan daha zor iş yok’ diyeceksin. Ben 60 yaşına merdiven dayadık, annelikten daha zor bir iş görmedim. Yerine kimseyi koyamazsın. Anne devreden çıktığı zaman çocuk ‘anaokuluna’ gider. Büyüyünce de annesini ‘huzurevine’ yatırır. Anaokulunda ana yok, huzurevinde de huzur yok. Cennet annelerin ayağı altında. Kadınların değil, erkeklerin değil, babaların değil” dedi. 

 

“ÖLÜM HAKİKATTE DOĞUMDUR”

 

Ölümün hakikatte doğum olduğunu söyleyen İnanç “Onun adı ölüm, yoksa hakikatte doğumdur. Ahirete doğuyorsun ve ebedi hayatın var” diyen İnanç Veysel Öksüz’ün “Sana batış görünür fakat o bir doğuştur. Kabir canı kurtarır benzerse de zindana. Hangi tohum bir yere ekildi de bitmedi. İnsan da bir tohumdan gelmedi mi meydana” dizelerini de okudu. 

 

 

“EVLAT ANNENİN ESERİDİR”

 

Evladın annenin eseri olduğunu ifade eden İnanç “Baba problem olmasın yeter. Baba okul müdürü gibidir. İçeriye hırsız, uğursuz girmesin diye dikkat edecek. Sular akacak, çatı akmayacak. Finans edecek. Kol kanat gerecek ama asıl iş, baba için evladına iyilik anasına iyi davranmaktır. Gerçekten babaysan, evladına da acıyorsan annesine iyi davran. İşin budur” dedi. 

 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU