Göçün 30.yıl dönümü sempozyumu

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi ile Ankara Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen Bulgaristan Türklerinin 1989 Zorunlu Göçünün 30. Yıl Dönümü Uluslararası Sempozyumu Çorlu'da düzenlendi.

GÜNDEM 16.06.2019 09:40:00 0
Göçün 30.yıl dönümü sempozyumu

Geçmiş dönemler içerisinde Bulgaristan’da Türklere ve Müslümanlara uygulanan zorunlu asimilasyon politikaları ve baskılar Bulgaristan’dan Türk zorunlu göçünü hazırladığını kaydeden Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım “ Bu politikalar neticesinde o günün idarecileri tarafından Türklerin isimleri değiştirilmeye zorlanmış, Türkçe konuşmak yasaklanmış, ezan okumak yasaklanmış ve bunlara karşı çıkanlar hapishanelerde tutukluluk ve mahkumiyet yaşamışlardır” dedi.

 

Sempozyuma Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Bursa Milletvekili Yüksel Özkan, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkan Yardımcısı Razgrad Milletvekili Ahmed Ahmedov, Blagoeugrad Milletvekili  Elhan Kılkof, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Çorlu Kaymakamı Cafer Sarılı, Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, Bulgaristan’dan gelen davetliler ve çok sayıda akademisyen katıldı.

 

 

“FARKINDALIK OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ”

 

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan sempozyumda, davetlilere ilk olarak “Göç Belgeseli” izletildi. Daha sonra Çorlu Belediyesi Başkanı Ahmet Sarıkurt, Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkan Yardımcısı Razgrad Milletvekili Ahmed Ahmedov, Blagoeugrad Milletvekili  Elhan Kılkof, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Bursa Milletvekili Yüksel Özkan, Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun bir konuşma gerçekleştirdi. Programda konuşan Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım”  Tarih tekerrürden ibarettir diyorlar, hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi? der Mehmet Akif Ersoy. Tarih şuuru olmayan milletler, yaşadıkları olaylardan ders almaz, bunları tekrar yaşamak zorunda kalabilirler. Tarihi unutturmamak, yaşanan olaylarla ilgili farkındalık oluşturmak zorundayız. Hafızayı beşer nisyan ile malüldür. Bu gibi sempozyumlarla geçmişimizde yaşananları ve tarihimizi unutturmazsak yaşananlardan ders çıkarırız ve tarih, bize gelecekte nasıl davranmamız gerektiği konusunda yol gösterir. Yüzyıllar boyu Bulgaristan’da yaşayan Türkler, tarihin farklı dönemlerinde ve farklı nedenlerle Anavatana göç etmek durumunda kalmışlardır” dedi.

 

“FAYDALI OLACAKTIR”

 

Yıldırım”  Geçmiş dönemler içerisinde Bulgaristan’da Türklere ve Müslümanlara uygulanan zorunlu asimilasyon politikaları ve baskılar Bulgaristan’dan Türk Zorunlu Göçünü hazırlamıştır. Bu politikalar neticesinde o günün idarecileri tarafından Türklerin isimleri değiştirilmeye zorlanmış, Türkçe konuşmak yasaklanmış, ezan okumak yasaklanmış ve bunlara karşı çıkanlar hapishanelerde tutukluluk ve mahkumiyet yaşamışlardır.  1989 yılının baharında Bulgaristan’ın sınır kapılarını açması ve Türkiye’nin kabulüyle birlikte büyük göç hareketi başlamıştır. Genellikle Türkiye’ye göç edecek kişiler, Bulgaristan hükümeti tarafından belirlenerek Türkiye’ye zorunlu göçe mecbur tutulmuşlar; bunun yanında birçok insan da Bulgaristan’ı terk etmek için harekete geçmiştir. 1989 Haziran-Temmuz aylarında toplam 300.000’den fazla kişi Türkiye’ye giriş yapmıştır. Göç süreci, göçe tabi tutulan Türklerin büyük güvenlik korkuları yaşamalarına neden olmuş ve üzerlerinde travmatik bir etki yaratmıştır. Gruplar halinde bir yerden başka yere gönderilen günlerce yollarda, ormanlarda bekletilen göçe zorlananlar, sınır bölgesine sevk edilmiştir. Bir kısmı da trenlerle Türkiye’ye gelmiştir.Türkiye’ye sığınan yüzbinlerce göçmen, sınır bölgesine yakın yerlerde çadırlarda, daha sonra okul binaları gibi resmi binalarda konaklayarak Trakya’daki değişik bölgelere, Bursa ve İstanbul gibi göçmenlerin akrabalarının bulunduğu Türkiye’nin diğer şehirlerine sevk edilmişlerdir. Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra göçmenler için yeni bir dönem başlamıştır. Göçmenler Türkiye’ye girişleriyle birlikte, alınan bütün önlemlere rağmen yine de birtakım sorunlarla karşılaşmışlardır. Toplumsal uyum hiç kolay olmamıştır.Yaşanan süreçte uygulanan politikalarda değişikliklerde yaşanmıştır. 1989’da büyük göç, ardından Sovyetler’in dağılması ile birlikte hem Bulgaristan hem de dünya düzeninde değişimler olmaya başladı. Bulgaristan Hak ve Özgürlük Hareketi isimli bir Türk partisi bile kuruldu. Seneler sonra Avrupa Birliği’ne katılan Bulgaristan,  büyük bir özgüvenle 2012’de ise geçmişte yapılan asimilasyonları kınadığını açıkladı.Bu sempozyumun bu süreçte yaşananları gerçek yönleriyle incelemek, akademik ilgiyi bu konuya teşvik etmek ve 89 Göçünde yaşananları yeni nesillere aktarmak açısından faydalı olacağını umuyor, emeği geçen tüm akademisyenlere teşekkür ediyorum.” dedi. Konuşmaların ardından sempozyum, akademisyenlerin sunumlarıyla devam etti.

 

Haber/Gülveren ALTUNOĞLU