Yazarlık serüveninin nasıl başladığını anlatan Hakan Günday “Yazarken aynı cümleyi iki kere yazmanız mümkün değil, her defasında daha iyi cümle kurmaya mecbursunuz. Bu özelliği yazıyı olağanüstü bir düşünme aygıtına çevirdi. Yazı sayesinde birtakım düşüncelere sahip olduğunuzu, asla sahip olduğunuzu bilmediğini korkulara sahip olduğunuzu, birtakım hayallere, çelişkilere sahip olduğunuzu yazarken sessizce ve bir yalnızlık içerisinde fark ediyorsunuz. Hal böyle olunca yazmak benim için bambaşka bir hal aldı. Kendini tanımanın tek yolu olarak göründü. Bu etin kemiğin ne olduğunu anlamaya giden yolda üzerinde ilerlenebilecek tek yol olarak göründü. Bunu da görünce son derece pragmatis başlayan iş çok romantik bir hal aldı ve bir ölüm kalım meselesine dönüştü. Bana sorarsanız insanın bu hayatta kendisini anlamaya çalışmasından başka daha büyük bir yolculuk yok” dedi.
Haber / Özge MERİÇ
