Türklere Şeref ve Şan İngilizlere Kara Meydan Kut Zaferi

Çerkezköy Türk Ocakları tarafından Kut Zaferi'nin 103'üncü yıldönümü dolayısıyla, 'Türklere Şeref ve Şan İngilizlere Kara Meydan Kut Zaferi' konulu konferans düzenlendi. Çerkezköy Türk OcaÄ

GÜNDEM 6.05.2019 15:17:00 0
Türklere Şeref ve Şan İngilizlere Kara Meydan Kut Zaferi

Cumartesi Günü saat 20:00'da Çerkezköy Türk Ocağı Salonu'nda düzenlenen program Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş'ın konuşmasıyla başladı.

 

KUT'ÜL AMARE

 

Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş, "29 Nisan'da Kut Zaferi'nin yıldönümü olması dolayısıyla böyle bir konferans düzenledik. Kut Zaferi, Irak Cephesi'nde gerçekleşen bir zafer. Irak Cephesi anlatılırken üstü geçilir. Birçoğunuz mutlaka 'Okullarda duymadık bunu' diyebilirsiniz. Bizlerde öğrenci olduğumuz zamanlarda duymamıştık. Bu zaferin 10 binlerce İngiliz askerinin öldürüldüğü 13 bin askerin esir alındığı, bugün Amerika'nın öyle bir ordusunu yok ettiğinizi düşünün. Onlarca generali subayı esir aldığınızı düşünün. Çok müthiş ve hep gölgede kalmış bir olay" şeklinde konuştu.

 

AYDINLANMA HAREKETİNİN KALBİ

 

Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş'ın ardından konuşan Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Tarihçi Cengiz Demirci, "Türk Ocakları her zaman gönlümüzde yeri çok ayrı olan bir kuruluş. Cumhuriyetten çok daha eski ve aydınlanma hareketinin kalbi Türkiye Cumhuriyeti'nin temel yapı taşı. Türkiye Cumhuriyeti'nin inşa eden kadrolara baktığımız zaman bunların tamamının yolunun Türk Ocakları'ndan geçtiğini görürüz. Mustafa Kemal Atatürk dahil olmak üzere. Dolayısıyla devletimizin yapı taşlarını tanımak için mutlaka onu inşa eden kadroların düşünce dünyalarını zihni dünyalarını anlamak zorundayız. 1912 Türk Ocakları dediğimiz zaman bu yapının nasıl ortaya çıktığını, onu doğuran şartları anladığımız zaman biz Türkiye Cumhuriyeti'ni gerçek anlamda, yapısını, hangi şartlarda bu devletin kurulduğunu kavrayabiliriz ve o yol üzerinden geleceğe doru daha sağlıklı bir şekilde yürüyebiliriz. Nereden geldiklerini bilenler nereye gideceğini kestirebilen insanlardır. Eğer nereden geldiğimizi unutursak, okyanusta pusulası olmayan yada dümeni bozulmuş gemi misali akıntılara gönderir. O dönem kamu oyunda oluşturulan düşüncelere ve fikirlere göre toplum mühendisleri tarafından toplum belirli yönlere sürüklene bilir. Ama nereden geldiğinin hikayesini bilen toplumları istediğini kadar toplum mühendisliğini yapın istediğiniz yönlendirmeye tabi tutamazsınız onlar sadece yolunu izler. Bu anlamda bizim temel bir rotamız var; kutup yıldızı. İnsan oğlunun tarih serüveninin başladığı günden beri o orada. Sürekli insanlara yönünü belirten bir yıldız. Türk Ocakları Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Türk Gençliğinin kutup yıldızıdır. Bu çatının altında olmaktan her zaman gurur duyduk" diyerek Türk Ocakları Çerkezköy Şube Temsilcisi Burak Candaş'a daveti için teşekkür etti.

 

29 NİSAN 1916 KUT ZAFERİ

 

135 yıldır hiçbir orduya karşı esir vermeyen İngiliz ordusunun 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er ile birlikte Osmanlı'ya teslim olduğunu belirten Tarihçi Cengiz Demirci, 29 Nisan 1916 Kut Zaferi hakkında bilgiler vererek, "Kut'ül Amare, Dicle Nehri'nin kıyısında, Bağdat'a 170 kilometre mesafede. Olayın geçtiği yer Kut Savaşı diye adlandırdığımız yer. Kanal harekatında ki başarısızlık sonrasında İngilizlerin geliştirdiği taarruzi harekat var. 1. Gazze ve 2. Gazze Muharebeleri'nde de İngilizlerle mücadele ediyoruz. Birinci dünya savaşı ve bu iki savaşta da İngilizleri yenilgiye uğratıyoruz. Diğer nokta Çanakkale, o dönemin İngiltere Fransa ve İtalya diye adlandırdığımız tüm dünyayı dize getiren o birleşik kuvvetlerin, yaklaşık 500 bin kişilik kara gücü ve o güne kadar Akdeniz'in görmüş olduğu en büyük deniz gücü Yenilmez Armadayla 18 Mart 1915'te başlayan ve yaklaşık bir yıl devam o kara muharebelerini geçirmez kıldığımız yer" sözlerine yer verdi.

 

"YAZDIĞIMIZ BİR DESTAN"

 

Cengiz Demirci, "Kut zaferini anlatırken hep Osmanlı'nın son zaferi olarak adlandırırlar, yanlıştır. Osmanlının son zaferi değildir. 15 Eylül 1918, çöküşe sadece 1 buçuk ay vardır. 30 Ekim 1918 Osmanlı'nın Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzaladığı ve Birinci Dünya Savaşı'ndan çekildiği tarihin adı. Ve biz 15 Eylül 1918'de Kafkas İslam Ordusu, Nuri Paşa ve İngilizlerin burada 3 bin kişilik özel kuvveti var ve Kuzeye doğru hareket ediyorlar. Alman Genel Kurmayı Türk Orduları'nın Bakü'ye girmesine şiddetle karşı. 3 bin kişilik İngiliz kuvveti var. 20 bine yakın ermeni çeteci var. Bütün bir dünya ve sadece biz Nuri Paşa, 5. Kafkas Tümeni ve 15. Piyade Alayı yaklaşık 13 bin Osmanlı Askeri ve 6-7 bin civarında da bölgeden oluşturduğumuz kişilerle beraber yazdığımız bir destan var. Sonrasında kasım 1918'de Dağıstan'a kadar askeri hareket var. Yıl 2019'a gelmiş ve hala müfredatta Doğu Cephesi'ne ait ve sonrasına ait hiç bir veri yok. Lisede Mondros Ateşkes Antlaşması'nın maddelerini açıyorsunuz. Kafkaslardaki ve İran içlerinde Türk Kuvvetleri'nin savaş öncesi sınırlara çekilmesi diyor. Bu açık maddesi. İyide biz Sarıkamış'ta donmuştuk akabinde Erzurum, Erzincan düşmüştü. Muş ve Bitlis'e kadar Ruslar inmişti. Biz ne ara Kafkas ve İran içlerine girdik. Bunun hikayesi müfredatın içinde yer almıyor. Aynen Irak Cephesi'nde yaşanan ve İngiliz Savaş Tarihi'nde bir İngiliz Kuvveti'nin ki bu sayı az değil yaklaşık 14 bine yakın İngiliz tümeninin şartsız teslimi. İngiliz Savaş Tarihi'nin neden utancı. Çanakkale'ye geldi bu insanlar ve 250 bine yakın ölü yaralı ve savaş dışı olmak üzere zayiat verdiler. Bizimde o civarda zayiat sayımız vardı. Genel Kurmay Hat arşivi üzerinden 60 bin civarında normalde. Bunları anlatmayan bir bakış açımız var yeteri kadar bunların üzerinde durmadık" şeklinde konuştu.

 

"EŞSİZ BİR ZAFER"

 

Kut''ül Amere Zaferi'nin de anlatılmadığını dile getiren Demirci, "Irak Cephesi'nde Kut'ül Amere Zaferi'nin kazanıldığı gün, Avrupa Basını üzerinde sadece takip ettiğimiz zaman karikatür ve resimlerde Mehmetçiği aslan terbiyecisi olarak tasvir eder. İngiliz'in inadını kırdığı yer olarak tanımlanır. Kasım 1914 Osmanlı Devleti'nin 2 Alman zırhlısının bize sığınması, bunu karşılığında bunları satın aldığımızı ilan edişimiz. Sonra bu iki geminin Karadeniz'e çıkışı ve Rus Limanlarının bombardıman edişi ile birlikte savaşa giriş hikayemiz Kasım 1914. Hemen daha 4-5 gün geçmeden Mezopotamya Ordusu adını verdiğimiz Hindistan'da ki İngiliz Birlikleri'nin gelip bugün ki Birleşik Arap Birlikleri'nin bulunduğu bölgeye çıktıklarını, ve buradan gelerek Basra'yı ele geçirdiklerini görüyoruz. Bölgede bir çıkartma beklemeyen Osmanlı Kuvvetleri'nin sağlam bir savunma hattı yok. Bölgeye Osmancık taburu ismi ile Osmancık taburu gönderilir. Süleyman Askeri Bey bu emri aldığı zaman hiç tereddütsüz bölgeye hareket ediyor. Irak Cephesi dediğimizde Süleyman Askeri, Sakallı Nurettin, Halil Kurt, Alistan Sabis ve Türk Dostu Goltz Paşa  hatırlanması gereken isimlerdir. 29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusu’nun Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zafer olan Kutül-Amare Zaferi, Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve imkansızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra kazandığı ve bir İngiliz tümeninin bütün personeli ile birlikte esir alındığı eşsiz bir zaferdir" sözlerine yer verdi.   

 

PLAKET TAKDİM ETTİ     

 

Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Tarihçi Cengiz Demirci'nin konuşmasının ardından Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş, Tarihçi Cengiz Demirci'ye katılımlarında dolayı teşekkür ederek plaket takdim etti.     

 

    

Haber / Özge MERİÇ