Havaların ısınmaya başlamasıyla dereden çevreye ağır kokular yayılmaya başladı. Yıllardır özellikle yaz aylarında derenin atıklar nedeniyle simsiyah aktığını ve çevreye de dayanılmaz koku yaydığını belirten mahalle sakinlerinden Ayşe Türkoğlu “Biz buraya taşınalı 30 sene oldu. 30 senedir biz bu derenin kokusunu çekiyoruz. Derenin yanında oturuyoruz, kokusu çok ağır; ancak bizim sesimizi duyan yok” dedi.
“SİMSİYAH AKIYOR”
28 yıldır Sağlık Mahallesi'nde yaşadığını söyleyen Mustafa Saka ise, derenin yine simsiyah akmaya başladığını ve ağır kokular yaydığını belirterek “Yıllardır bu kokuyu çekiyoruz. Sürekli rengi değişiyor, simsiyah akıyor. Derede çevreye zehir saçıyor. Bu dereden dolayı birçok insan hasta” dedi.
“BU ZEHRİN HAVAMIZI KİRLETMESİNDEN KURTULMAK İSTİYORUZ”
Trakya'da endüstri ile birlikte çevre kirliliğinin arttığını belirten Trakya Platformu Sözcüsü Murat Sevgi de “Çorlu Deresi de bunun bir parçası. Trakya'daki endüstrileşmenin bir yan etkisi olarak simsiyah akan Çorlu Deresi ve halk bu suyla birlikte yaşamak zorunda. Bu zehrin artık havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletmesinden evimize, soframıza penceremizi açtığımız da salonumuza girmesinden kurtulmak istiyoruz. Büyük bütçeler harcanarak yapılan projeler var. Bu projelerde sadece klasik değişle çöpleri halının altına süpürme uygulaması yapılmaktadır. Buradaki kirlilik Marmara Denizi'ne aktarılacak deniyor ki sadece ağır metal ve tuzlar için yapıyoruz bunu. Ama Marmara bizim canımız, soframız, her şeyimiz. Buranın kirletilmemesi için uğraşıyoruz” dedi.
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Zaten mevcut bir kirliliğin olduğunu söyleyen Sevgi “Bu kirliliğin Ergene'deki 1500- 2 bin fabrikanın ve çevredeki birçok şehrin yerleşim alanının, tarım alanlarının hayvan çiftliklerinin atıklarıyla kirlenmesi elbette ki insanımızın zarar görmesi anlamına gelecek. Bu şekilde çöplerin, atıkların ortadan kaldırılmak için Marmara'ya gönderiliyor olması çözüm değildir. Trakya Platformu olarak bu konuda mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Haber / Gülveren ALTUNOĞLU
