"Göçün Orta Yeri Hüzün" tarihe ışık tuttu

Edirne Belediyesi Kent Müzesi'nde Gazeteci-Fotoğraf Sanatçısı Behiç Günalan'ın 1989 göçünün Kapıkule Sınır Kapısı'ndaki yansımalarını anlatan "Göçün Orta Yeri

GÜNDEM 3.03.2019 17:15:00 0
"Göçün Orta Yeri Hüzün" tarihe ışık tuttu

Edirne Belediyesi Kent Müzesi'nin ev sahipliği yaptığı Behiç Günalan’ın 1989 göçünün Kapıkule Sınır Kapısı’ndaki yansımalarını anlatan “Göçün Orta Yeri Hüzün” isimli fotoğraf sergisi göç sırasında yaşanan acıları, yaşanan hüznü bir kez daha gözler önüne serdi.

 

"GÖRDÜĞÜMÜZ EN BÜYÜK GÖÇLERDEN BİRİYDİ"

 

Serginin açılışında konuşan Gazeteci-Fotoğraf Sanatçısı Behiç Günalan, "1989 göçü gördüğümüz en büyük göçlerden biriydi. Buna göç demek ne kadar doğru olur bilmiyorum. Çünkü bu bir sürgün edilmeydi. Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımızın zorunlu olarak ülkenin dışına çıkarılmasıydı. Bunu göç diye isimlendirdik. Ben o yıllarda bir gazeteci olarak bu tramvayı yaşayanlardan biriyim. Şimdi geriye kalan fotoğraflara baktığımda hep şunu düşünmüşümdür. Evet, herkes geliyor; Balkanlar’dan, Kafkasya’dan, Orta Doğu’dan ama biz bir gün gitmek zorunda kalsak nereye gidebiliriz? Gidecek yerimiz olduğunu sanmıyorum. O zaman yaşadığımız toprakların gerçekten sahibi olmalıyız. Onu korumalı ve savunmalıyız. Toprağını öpmeli; ölesiye kucaklamalıyız. Bu göçler bize yurdumuzun değerini bir kere daha hatırlatıyor" sözlerine yer verdi.

 

EDİRNE İÇİN EN ÖNEMLİ UNSURLARDAN BİRİSİ

 

Gazeteci-Fotoğraf Sanatçısı Behiç Günalan'ın ardından konuşan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, "Bugün burada bir ustanın objektifinden, şehrimizin temel taşlarından birinin fotoğraflarını göreceğiz. Göç, Edirne için en önemli unsurlardan birisi. Baktığımızda Edirne nüfusunun neredeyse tamamı göçmenlerden oluşuyor. Buna ben de dahilim.  Elbette 1989 göçü en taze olarak hafızalarımızda yer eden bir göç. 1989 göçünde beni de Fevzipaşa okulunda kayıtla görevlendirmişlerdi. O insanların bu göçteki buruklukları, gözlerindeki kaygı, korku, telaş hala gözlerimin önündedir. Ne zaman bir Bulgaristan Türk’ü görsem o yaptığım kayıtlar aklıma gelir.  Bizim büyük çoğunluğumuz göçmen diye tabir edilse de birçoğumuz aslında muhaciriz. Muhacir ve göçmen aslında hep birbirlerine karıştırılan kavramlar. Göçmen; kendi istediğiyle kendi planlayarak göç eden; Muhacir ise yaşadığını, doğduğu; babasının, dedesinin mezarlarını bile terk etmek zorunda kalan ya da terk etmek zorunda bırakılan kişidir. Bu nedenle büyük çoğunluğumuz muhacırız. Bütün hatıralarını, bütün özgeçmişini bırakıp; bazen bir manda arabasına bazen de tahta bir valize sığdırarak yeni diyarlara gitmek zorunda kalan kişileriz" diye konuştu. Sözlerine devam eden Gürkan, Edirne Kent Müzesi’ni 5 Mayıs 2017 tarihinde açtıklarını ifade ederek, "Bu 2 yıl zarfında kent müzemizin 75 bin civarında bir ziyaretçisi oldu. Kent Müzesi’ni açarken amacımız bir başlangıç yapmak; kentin bütün geçmişini kronolojik olarak gözler önüne sermek ama bunu bir anaç müze olarak görüp, sonra yeni yeni tematik müzeler açmaktı. Önümüzdeki dönem 4 müze daha açmak istiyoruz. Göç Müzesi, Kırkpınar Müzesi, Oyuncak Müzesi ve Kurtuluş Savaşı’nda Edirne Müzesi. Bu 4 müzeyi önümüzdeki dönem mutlaka Edirne’mize kazandıracağız" sözlerine yer verdi.

 

Haber / Özge MERİÇ