"Çok acil önlemler alınmazsa Marmara Denizi kullanılamayacak"

Sevinç-Erdal İnönü Vakfı, Süleymanpaşa Belediyesi ve Kartal Belediyesi işbirliğinde, Marmara Denizi'nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi (MAREM) Projesi kapsamında "Her Yönüyle

GÜNDEM 21.09.2018 11:57:00 0
"Çok acil önlemler alınmazsa Marmara Denizi kullanılamayacak"

Marmara Denizi’nin kirliliği, depremselliği ve Ergene Nehri Derin Deniz Deşarjı Projesi’nin Marmara Denizi’ne olası etkilerinin konuşulduğu toplantı Süleymanpaşa'da düzenlendi. Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat Sevinç-Erdal İnönü Vakfı Başkanı Sevinç İnönü, Sevinç-Erdal İnönü Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Güneş Gürseler, Sevinç-Erdal İnönü Vakfı MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz, Sevinç-Erdal İnönü Vakfı MAREM Proje Koordinatörü O. Bülent Artüz, İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü MAREM Jeoloji Sedimantolojisi Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Sakınç, Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü MAREM Kimya Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Bahattin Yalçın katıldı.

 

2 TEMEL SORUN KARARA BAĞLANDI

 

Açılış konuşmasını yapan Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat " Aslında her şey Marmara Denizi’nin sorunları çözmek üzere belediyelerin bir araya gelmesi ile başladı. Kartal ve Süleymanpaşa Belediyeleri ilk adımları attı. Yaptığımız toplantılarda Marmara Denizi’nin 2 temel sorunu öncelikli olarak karara bağlandı. Bu iki sorun depremsellik ve kirlilik. Biz bu sorun tespitlerini yaparken Sevinç-Erdal İnönü Vakfı uzun bir süredir bu sorunlara çözüm arayan bir proje yürütüyorlardı. Belediyeler olarak bu 2 projeye ortak olmaya karar verdik" ifadelerini kullandı.

 

"KEPÇE İLE TOPLADIKLARINIZI KAZANLA GERİ DÖKERSENİZ ÇÖZÜM OLMAZ"

 

Marmara Denizi’nin geleceği ile ilgili sözlerine devam eden Eşkinat, "Yaşadığımız şehir Marmara Denizi kıyısında. Bu dönem önemli bir değişikliğe gittik. İlk defa yağmur suyu kanalizasyondan ayrıldı. Üst yapıda da önemli atılımlar yaptık. Ancak hemen arkasından 12 sanayi bölgesi olan bir bölgeden derin deşarj ile Marmara Denizi’ne atıkların gönderilecek olması sorunu ortaya çıktı. Gördüğümüz manzara çok acil önlemler alınmazsa bir süre sonra Marmara Denizi’nin kullanılamayacak olması. Kepçe ile topladıklarınızı kazanla geri dökerseniz çözüm olmaz" dedi.

 

"STANDARTLARDAN ÇOK SAPMIŞ DURUMDA"

 

Sevinç-Erdal İnönü Vakfı MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz’ün açıklamaları ile devam eden toplantıda Artüz, "MAREM Projesi 1954 yılında başlayan bir proje. O günden bugüne kesintisiz devam etmiştir. Dünyadaki en uzun izleme projedir. Şu anda yaptığımız modeller de çok ciddi veri yüklemesi olduğu için neredeyse hatasız. 0,0005 hata payımız var. 250’ye yakın istasyonda 163 parametre ölçümü yapıyoruz. Temel olarak yaptığımız ilk sırada biyolojik çalışmalar. Marmara 1272 metre derinliğe kadar tüm materyallerin incelenmesi var. Marmara Denizi’nde su analizlerimiz var. Su kütlesinin yalın kimyasal yapısı çalışmaları var. Bu çalışmaların hepsi kirlenme noktasında çakışıyor.  Marmara Denizi’nde su kütlesi olması gereken standartlardan çok sapmış durumda" ifadelerini kullandı.

"ERGENE DÜNYANIN EN KİRLİ AKARSUYU"

Artüz, Ergene Nehri’nin dünyanın en kirli akarsuyu olduğuna dikkat çekerek, "Sizin şehrinizdeki Ergene akarsuyu dünyanın en kirli akarsuyu olarak kabul ediliyor. Bu kirli su derin deşarj ile Marmara Denizi’ne basılacak. Dolayısıyla Marmara Denizi diye bir şey ortada kalmayacak. Bu proje ile Marmara Denizi yok olmaya, sadece bir su kitlesine dönüşmeye hazırlanıyor" dedi.

DEPREMLERDE CİDDİ ZARARLAR GÖRECEK

İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü MAREM Jeoloji Sedimantolojisi Bölüm Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Sakınç deprem konusunun Marmara Denizi’nin bir diğer büyük sorunu olduğunu belirterek, "Marmara Denizi dünyada eşi benzeri olmayan bir akıntı sistemine sahip. Geçirmiş olduğu jeolojik evrim Marmara’yı önemli kılıyor. Bu deniz yaklaşık 10 milyon yıllık bir sürecin oluşumudur. Yapılan araştırmalar ortalama 250 yılda bir depremin olabileceğini göstermektedir. Biz o periyodun sonuna yaklaştık. Kırılmamış 2 önemli fay var. Biri Tekirdağ’ın yakınından geçen diğer de Kumburgaz yakınlarındaki Çınarcık civarında olan fay tehlikeli durumda. Deprem olacaktır. Büyüklüğü de 7,2 veya 7,4 civarı olacaktır. İstanbul büyük zarar görecektir. Tekirdağ, Gelibolu, Çanakkale ve Mürefte de bu depremlerde ciddi zararlar görecektir. Marmara denizi hem deprem, hem biyolojik, hem Oşinografik açısından son derece önemli bir deniz. Onu koruyamazsak suç bizlerdedir" dedi.

 

ÇALIŞMALARI ÖZETLEDİ

Sevinç-Erdal İnönü Vakfı MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz de deniz kirliliğinin tespit edilmesi için yaptıkları çalışmaları özetledi.  Panelistlerin açıklamalarının ardından soru-cevap bölümüne geçildi ve basın mensuplarının soruları cevaplandı. Program basın toplantısının ardından öğle yemeği ve panel ile sona erdi.

 

Haber / Özge MERİÇ