"Sağlıklı bir çevrede yaşamak haktır"

Tekirdağ'da düzenlenen Trakya'da Çevre Sağlığı Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesinde, bölge topraklarının tarımsal sit alanı olması istendi.

GÜNDEM 24.06.2018 14:58:00 0
"Sağlıklı bir çevrede yaşamak haktır"

Tekirdağ'da 5 Haziran Çevre Günü'nde düzenlenen ve Trakya Belediyeler Birliği, Trakya Platformu, Trakya Kent Konseyi,Demokratik Kitle Örgütleri, TMMOB Trakya Odaları, Tekirdağ Barosu ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği'nin (HASUDER) katkılarıyla yapılan Trakya'da Çevre Sağlığı Sempozyumu'nun sonuç bildirgesi açıklandı.

 

 

25 BİN HEKTAR ORMAN ALANI YOK OLDU

 

 

Yaklaşık 400 kişinin katıldığı sempozyumun bildirgesinde, Trakya'da var olan ekosistemler için çarpık kentleşme, kontrolsüz sanayileşme, her geçen gün artan taş, maden ocakları ve kaya gazı işletmeleri, kurulması planlanan termik santraller, rüzgar enerji santralleri ve nükleer santral, bilinçsizce kullanılan tarım ilaçları, kirlenen yer altı ve yüzeysel su kaynakları ve var olan kısıtlı Trakya suyunun İstanbul'a taşınması projelerinin genel olarak iklim için özel olarak da ekosistem, biyoçeşitlilik ve bölge için büyük tehdit oluşturduğu ifadeleri yer aldı. 2001-2016 yılları arasında Trakya'da 25 bin hektar orman alanının yok olduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre de bölgenin havası, yüzeysel su kaynaklarının giderek kirlendiği ve yer altı sularının azaldığı belirtildi.

 

 

BİYOLOJİK OLARAK EN ZENGİN BÖLGELERDEN BİRİ

 

 

Türkiye'nin biyolojik olarak en zengin bölgelerinden birinin Trakya Bölgesi olduğu belirtilen bildirgede,"Trakya'nın en büyük sorunlarından biri olan tarım ilaçlarının denetimsiz ve yoğun kullanımı, biyoçeşitliliği yok etmektedir. Bölgedeki biyoçeşitliliği korumanın en önemli yolu, konuya farkındalık geliştirmek, kamuoyu oluşturmak ve korumak için birlikte mücadele etmektir. Akademi, vatandaş, yetkililer ve kurumlar ile bilimi bir araya getirmeli, uygun takip ve denetim sistemi geliştirilmeli, mevzuat ekosistemi koruyacak şekilde olmalıdır" denildi.

 


"TRAKYA ZEHİR SOLUYOR"

 


Trakya'da çevre kirliliğine dikkat çekilen bildirgede; "Yazın yağan dolular, seller, orman yangınları, mevsimlerin değişmesi, iklim değişikliğinin istenmeyen sonuçlarından bir bölümüdür. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın raporları ve açık erişimli verileri incelendiğinde Trakya'da hava, su, toprak kirliliği çok belirgindir. Bölgemizde su kirliliği en önemli sorundur. Neredeyse tüm hava kalitesi izleme istasyonlarının verilerine göre Trakya zehir solumaktadır. Tekirdağ ve Edirne'de su kirliliği birinci sırada yer alırken, çok sayıda yeni kömürlü termik santraller açılmaya çalışılan Çanakkale'de bu haliyle bile hava kirliliği sorunu birinci sırada yer almaktadır" ifadeleri yer aldı.

 

 

VALETTA SÖZLEŞMESİ

 

 

Önerilerin yer aldığı bildirgede "Zeytinlikler, meyvelikler, bağlar gibi  doğal orman ve meraların statüsünün korunması, değiştirilmemesi, enerji yatımlarına kapanması, tarımsal sit alanı ilan edilmesi konusunda ilgili bakanlıklarla girişimlerde bulunulması, var olan fiili durumlar ile ilgili hukuksal mücadele verilmesi, kamuoyu oluşturulması, toprak ile ilgili her türlü müdahalede 'Valetta Sözleşmesi' kurallarına uyulmalı ve toprağa ait arkeolojik veriler korunmalı. Biyotermal enerji, maden arama, taş ocakları, doğal gaz ve kaya gazı arama çalışmaları, hurda metal geri dönüşümü gibi nedenler ile çevre tahribatının önlenmesi. Doğal ormanların Biyosfer Rezervi olarak korunması için ilgili bakanlığa başvuruda bulunulması, ÇED gerekli değildir ibaresinin kaldırılması konusunda mücadele verilmesi, yer altı kaynak sularını açığa çıkaran ve bu sular üzerinde faaliyet gösterenlerin ruhsat iptali sağlanmalı" ifadeleri kullanıldı.

 

 

ACİLEN ÖNLEM ALINMALI

 

 

Son bölümde yer alan açıklamada "Başta Trakya olmak üzere, ülkemizde ve giderek tüm dünyada çevreyi savunmak, yaşamı savunmak demektir. Yapılan yanlış uygulamalar dünyamızın ve hepimizin sonunu getirmektedir. Genelde ülkemizin yatırım ve uygulamaları, yerelde Trakya'nın il bazında ve bölge bazında planlanması bilim, hukuk ve kamu yararı kavramları rehberliğinde insan ve doğa lehine yapılmalıdır. Trakya topraklarının tarımsal sit alanı olması sağlanmalıdır. Politika geliştirirken koruyucu yaklaşımın benimsenmesi, kirletici unsurlar ve yarattıkları sağlık sorunlarını tespit edecek bilimsel araştırmalara olanak sağlanmalı, destek verilmelidir. Bilimsel araştırma sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalı, gerekli önlemler acilen alınmalıdır. Çevre kirliliğine yol açmak, sağlıklı olma hakkının önünde bir engeldir ve insanlık suçu olarak değerlendirilmelidir" ifadelerine yer verildi.

 

 

Haber / Özge MERİÇ