Temiz hava solumak bir haktır

Çerkezköy Kent Konseyi ve Tekirdağ Tabip Odası işbirliği ile düzenlenen konferansta kömürlü termik santrallerin sağlığa etkisi masaya yatırıldı. Konferansta "Kömürlü termik santral nedir, nas

GÜNDEM 16.03.2018 21:29:00 0
Temiz hava solumak bir haktır

Çerkezköy Kent Konseyi ve Tekirdağ Tabip Odası işbirliği ile düzenlenen konferansta kömürlü termik santrallerin sağlığa etkisi masaya yatırıldı. Önceki akşam saat 19:00’da Çerkezköy Kent Konseyi Salonu’nda düzenlenen konferansta Çerkezköy Kent Konseyi Başkanı Funda Serfiçe’nin açılış konuşmasının ardından Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi’nde görevli Sema Kurt, “Kömürlü termik santral nedir, nasıl çalışır” konusunu anlattı.

 

“EN FAZLA SU TÜKETEN SANTRALLER”

 

Termik santrallerin enerji tesisleri arasında en fazla su tüketen santraller olduğunu kaydeden Kurt “Özellikle kömürlü termik santrallerde su mutlaka kullanılması gerekir ve santrallerde soğutma suyu ve proses suyu olmak üzere iki şekilde kullanılmaktadır. Proses suyu olarak kullanılan su saf sudur bunun sebebi de suyun içindeki magnezyum ve kalsiyumun sistemlere zararını önlemek için saf su olarak sisteme girişinin yapılması gerekir. Yanma sırasında ortaya çıkan ısı enerjisi de yine borular vasıtasıyla su buhar fazına geçer. Dolayısıyla sürekli olarak bir ısı enerjisine ihtiyaç vardır. Yüksek basınç ve sıcaklıkta elde edilen buhar, mekanik enerjiye ve elektrik enerjisine dönüşür. Termik santrallerde su ihtiyacı, santralin kurulduğu bölgedeki su kaynaklarına göre karşılanır. Çok su kullanımı gerektiren durumlarda genelde bu santrallerin deniz, göl ve akarsuların yakınlarında kurulmakta olduğunu görüyoruz. Bu suyun büyük bir kısmı özellikle soğutma suyu olarak kullanılır” dedi.

 

“SU BİTKİLERİ VE SU HAYVANLARI İÇİN CİDDİ SORUNLAR YARATIR”

 

Teknolojik olarak 3 tip soğutma kulesinin kullanıldığını kaydeden Kurt “Bunlar fanlı olan ıslak tip soğutma kuleleri, hiperbolik ıslak tip soğutma kuleleri ve kuru tip soğutma kuleleridir. Genellikle ıslah tip olanlar kullanılmaktadır. Termik santralin bilançosu incelendiğinde üretilen 1 kW için 4000 kJ’dan fazla bir enerjinin soğutma suyuna harcandığı anlaşılıyor. Su bir akarsudan alınırsa bu suyun günümüzde en çok 7-8 derece arasında ısıtılmasına izin verilmektedir. 600 MW’lık bir enerji grubunda soğutma için saniyede 22 metreküp su gerekir. Bu nedenlerden dolayı büyük termik santraller ancak büyük akarsuların üzerinde ya da deniz kıyısında kurulur. Bununla birlikte termik santrallerin yol açtığı ısı artışı su bitkileri ve hayvanları için ciddi sorunlar yaratır” dedi.

 

“ÇOK ATIK ÜRETEN TESİSLERDİR”

 

Kömür yakıtlı termik santrallerde kömürün taşınması, depolanması ve sisteme beslenmesi sırasında, kömürün kazanda yakıldıktan sonra, yanma gazının atmosfere deşarjında, kömürün yanması sonucu oluşan külün depolanması sırasında kirlilik meydana geldiğini söyleyen Kurt “Termik santraller çok atık üreten tesislerdir. Termik santrallerden en önemli konulardan biri havaya verilen gazlar. Mevzuatlarla belirlenen sınır değerlerin sağlanması gerekiyor. Sağlanmadığı takdirde bunlarda havada çok daha fazla miktarda bulunuyor.  Ne kadar en uygun filtreleme sistemleri olsa da bir miktar gazlar havaya salınmış oluyor. Bunlar zaman içerisinde çeşitli çevresel etkilere neden oluyorlar. Bunlardan biri asit yağmurları. Bunun dışında karbondioksit sera gazı etkisi yapıyor” dedi.

 

“TOPRAĞA VE YER ALTI SUYUNA ZARARI VAR”

 

Kömürün düzensiz depolanması durumunda toprağa ve yer altı suyuna da olumsuz etkileri olduğunu kaydeden Kurt “Atık miktarları çok fazla olduğu için bu atıklar önemli bir sorun teşkil ediyor. Bunların iyi yönetilmesi gerekiyor. Etkilerinin minimuma indirilmesi gerekiyor. Soğutma sularının da bir takım etkileri söz konusu. Belli bir sıcaklıkta olduğu için alıcı ortama deşarj edildiği zaman o ortamdaki canlıların yaşamını da olumsuz etkiliyor. Küllerin etrafa yayılması nedeniyle bitkilerin üzerinde bir tabaka oluşturuyorlar ve bu da bitkilerin fotosentez yapmasını engelliyor. Yine bu küllerin yağışlarda taşınması durumunda yer altı sularına kadar ulaşıyor ve su kaynaklarımızı da olumsuz etkiliyor” dedi.

 

“BU BÖLGEDE SU ÇOK ÖNEMLİ”

 

Büyükşehir Belediyesi ve TESKİ olarak gerek plan sürecinde gerekse de ÇED sürecinde görüşlerini bildirdiklerini kaydeden Kurt “Bu bölgede çok sayıda yer altı kuyularımız mevcut. Dolayısıyla biz de teknik raporlarla, özellikle su kaynakları açısından böyle bir termik santralin olumsuz etkileyeceği yönünde görüşlerimizi dile getirdik. Özellikle Çerkezköy bölgesi yer altı suyu ile beslenen bir bölge. İçme ve kullanma suyu kaynaklarımız yer altı sularından sağlanıyor. DSİ verilerinde de bölgemizde yer altı suyu seviyesinin yaklaşık 200 metre seviyesine kadar indiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu bölgede su gerçekten çok önemli” dedi. Kurt, Çerkezköy ve Kapaklı’da yaşayan 270 binden fazla insanın direkt olarak kurulacak termik santralin olumsuz etkilerine maruz kalacağını kaydetti.  

 

TERMİK SANTRALLERİN SAĞLIK ETKİLERİ

 

Namık Kemal Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Gamze Varol da termik santrallerin sağlık etkilerini paylaştı. Termik santrallerin sağlığa doğrudan ve dolaylı etkilerinin olduğunu kaydeden Varol “İklim değişikliklerine yol açıyor. Gündüz kavuracak, gece donduracak. Uç değerler olacak. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre üzerinde insan yaşayan toprakların yüzde 92’si hava kirliliği ile karşı karşıya. Kirli olan havayı temizlediğimizde pek çok sağlık sorununun önüne geçebiliriz. Dünya Sağlık Örgütü dış ortam hava kirliliği akciğer kanseri yapar diyor. Hava kirliliğinin neredeyse yarısı enerji sektöründen kaynaklanıyor” dedi.

 

“BÖYLE BİR SIRALAMADA YER ALMAKTAN DOLAYI ÜZÜLÜYORUM”

 

Termik santralin 200 kilometre çapında etki alanının olduğunu kaydeden Dr. Gamze Varol “Termik santral başka yerde de kurulamaz, kurulmamalı. Çünkü oradaki insanların sağlığına da zararlı. Görünmeyen maliyetlere bakıldığında toplumumuza hem insani olarak hem de ekonomik olarak o kadar yük bindiriyor ki bunu düşündüğümüzde kimsenin bu işe soyunmaması gerekiyor. Hava kalitesi sınır değerlere baktığımızda Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır değeri 1 ise, bizimkisi 20. Türkiye’nin mevzuatına göre burada havası temiz olan bir kent, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yaşanamaz bir kent. Biz havamız temiz diye sevinmeyelim.  Türkiye Avrupa’da havası en kirli 10 kentin 8’ini kapsıyor. Böyle bir sıralamada bulunuyor olmaktan üzülüyorum” dedi.

 

“TEMİZ HAVA SOLUMAK BİR HAKTIR”

 

Termik santrallerin üreme ve çocuk sağlığını da etkilediğini kaydeden Varol “En az 3 çocuk istiyorsak havamız temiz olmalı. Başka türlü olmaz. Çocuğun anne karnında gelişimini olumsuz etkiliyor. Erken ölümlere neden oluyor. Tekirdağ’da daha fazla kirliliğe ihtiyacımız yok. Var olanı temizlememiz lazım. ÇED gibi Sağlık Etki Değerlendirmesi de zorunlu kılınmalı. Mevzuat dünya sağlık örgütü değerlerine çekilmeli. Temiz hava solumak bir haktır. Ben bir hekim olarak bu hakkın savunucusu olacağıma yemin ediyorum” dedi. Programda konuşan Greenpeace Akdeniz Kampanyalar Sorumlusu Özgür Gürbüz, “Sağlıklı bir enerji politikasının 4 ayağı. Bunlar talebi yöneten bir enerji politikası, enerji verimliliğini esas alan uygulamalar, iklim dostu ve çevreye en az zarar veren kaynaklar, halkın enerjisi” dedi.

 

ENERJİ KAYNAKLARI

 

Gürbüz “Aslında Türkiye’de enerji açığı yok. Elektriği kötü kullanıyoruz. Termik santrallerin yarısı boşa giden enerji üretiyor. Kömürü açmak için çevre değerlerini ölçülmüyor. Milli kömür yerli kömür kullanılacak deniliyor. Ülkemizde çıkan kömürün kalorisi çok düşük. Bu gün ülkemizdeki kömürlü termik santrallere kömür Rusya’dan getiriliyor. Çin’de bile kömürlü termik santrallerin vermiş olduğu zararlar nedeniyle sayıları azaltılıyor ve güneş enerjisine ve rüzgar enerjisine dönüşmeye başladıÇerkezköy’e kömürlü termik santal kurulduğunda erken ölümler başlayacak ve kömürlü termik santral faaliyete geçtiğinde iki yıl içinde en az 11 bin kişi erken ölecek. Türkiye’nin en az güneş alan Doğu Karadeniz Bölgesi bile güneş enerjisi için uygun yerlerden biri. Ancak ülkemizin birçok bölgesi yılın 12 ayı güneş alıyor. Ülkemize en uygun enerji çeşitleri güneş ve rüzgardır. Güneş enerjisi en ucuza mal edilen enerji türü. Ardından rüzgar, akarsular, doğalgaz geliyor en pahalı enerji ise kömürlü termik santrallerden elde ediliyor” dedi.

 

GÜNEŞ ENERJİSİ KOOPERATİFİ KURUN

 

Çerkezköy’ün güneş ve rüzgarın eksik olmadığı bir yer olduğunu dile getiren Gürbüz “Çerkezköylüler olarak bir araya gelin ve Çerkezköy’e Güneş Enerjisi Kooperatifi kurun ve enerjinizi güneşten elde edin. Bunun örneği Almanya’da var. Ülkemizde Bursa Nilüfer Belediyesi de Güneş Enerjisi kooperatifi kurdu. Onlar nasıl yaptığını onlardan da bilgi alarak yapabilirsiniz” diye konuştu. Programda son konuşmayı Funda Gaçal yaptı. Tekirdağ’da 45 tane linyit yatağının bulunduğunu, hepsinin kalorisinin düşük olduğunu kaydeden Gaçal, “Bakanlık kışın kurumsal alanlarda kömür yakılmasın diyor ama buralarda kömür yakılıyor. Buralarda yakılan kömür öyle kirli ki. Şimdi ise bu kömürün kömürlü termik santrallerde kullanılması isteniyor” dedi. Gaçal, sürdürülebilir bir gelecek için termiksiz bir gelecek istediklerini ve kaydetti. Programın sonunda Tekirdağ Tabip Odası yöneticileri tarafından konuşmacılara ve Çerkezköy Kent konseyi Başkanı Funda Serfiçe’ye plaket takdim edildi.

 

Haber / Özge MERİÇ