Sadece Taş Değil Fay da Kırılacak

Trakya Platformu’nun üçüncü olağan genel kurulu Ergene Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Ergene Belediyesi Ulaş Düğün Salonu’nda gerçekleşti. Toplantıda en önemli uyarılardan biri platformun Tekirdağ İl Yürütme Kurulu Sözcüsü Dr.Cemal Polat’tan geldi. Tekirdağ’da kaya gazı sondajı çalışması yapıldığını hatırlatan Polat, “Trakya kaya gazı anlamında zengin bir bölgedir. Ancak bu gazın çıkartılması için parçalanması gerekiyor. Trakya bölgesi, deprem bölgesi olduğu için bu taşların kırılması, fay hatlarının kırılması demektir. Trakya insanını bekleyen bir çevre felaketi var” dedi.

TURABİ KAYAN DA KATILDI

Trakya Platformu’nun üçüncü olağan genel kuruluna CHP Kırklareli Milletvekili Turabi Kayan, Ergene Belediyesi Başkan Vekili Yüksel Baydarlı, Trakya Üniversitesi eski Rektörü Prof Dr. Osman İnci, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi eski öğretim üyesi Prof. Dr. Dogan Kantarcı ile Trakya platformu Edirne, Kırklareli, Tekirdağ il yürütme kurulu üyeleri katıldı. Toplantı divanı Hülya Çakar Yıldırım, Erol Özkan, Bülent Kaçar ve Nihat Çolak’tan oluştu. Trakya Platformu Tekirdağ İl Yürütme Kurulu Sözcüsü ve Tekirdağ Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Cemal Polat, Trakya insanını çevre felaketi beklediğini iddia etti. Polat özetle şunları söyledi:

İKİ FİRMA SONDAJ ÇALIŞMASI BAŞLATTI

“Son günlerde Tekirdağ bölgesinde Norveç ve Kanada firmalarının iki sondaj çalışması yaptığını öğrendik. Bunlar yasal olarak izin alınmadan yapılan sondajlar ve kaya gazı ölçüm tespit çalışmalarıymış. Büyükşehir Belediyesi’ne gelen bir talep var. Bize de Büyükşehir Belediyesi ulaştı. Trakya kaya gazı anlamında zengin. Ama kaya gazının yaratacağı çevre boyutunu felaketini, göz önünde tutmalıyız. Kaya gazı da bir doğal gazdır ama üst katmanlarda değildir. Taşların altındaki derin katmanlarda biriken gazların açığa çıkartılması için 640 küsur kimyasal madde kullanılarak bu taşlarının parçalanması ve ondan sonra bu gazın çıkartılması gerekmektedir.

DEPREM BÖLGESİNDEYİZ

Trakya, deprem bölgesi olduğu için bu taşların kırılması fay hatlarının kırılması demektir. Depremin daha şiddetli bir şekilde oluşmasını tetiklemektir. Taşların kırılması için kullanılacak kimyasallar toprak ve havanın zehirlenmesi ve burada yaşayan canlı yaşamın yok olması anlamına gelir. Bu yüzden Amerika‘da kaya gazı çalışmaları çevre örgütlerinin mücadelesi sonucu durmuştur. Ama bizim ülkemizde Bakanlığın tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu en zengin bölgeyi gözden çıkarmasını anlamıyoruz. Buna anlam veremiyoruz.

MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK

Biran önce yetkililerin, siyasi otoritenin bu konuda görüşlerini gözden geçirmelerini bekliyoruz. İğneada Nükleer Santrali’nin ölüm tehdidinin yanı  sıra bir de kömür santrallerinin saçacağı zehir ile yüz yüzeyiz.Kısaca bir taraftan nükleer radyasyon bir taraftan zehir ile kuşatılacağız.Dolayısıyla ormanımızı, suyumuzu, meramızı ve çocuklarımızı kurtarmak için mücadelemiz devam edecektir.”

Trakya Platformu’nun Genel Kurulu’nda Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinin yürütme kurulları seçildi. Buna göre:

Trakya Platformu Tekirdağ Yürütme Kurulu: Cemal Polat, Murat Sevgi, Seyhan Çetin, Gülşen Tufan.

Trakya Platformu Edirne Yürütme Kurulu: Mehmet Emin Parlakçı, Nihat Çolak, Yilmaz Eren. Ziya Gökerküçük

Trakya Platformu Kırklareli Yürütme Kurulu: Talip Geriş, Göksal Çidem, Onur Güneş, Ozan Balcı.

_{VELİMEŞE OSB ARITMA İNŞAATINI DURDURDU}

Trakya Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Doğan Durmaz, Ergene Nehri’nin halen kirli aktığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Ergene Nehri’nin hali malum. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 6 Haziran 2016 yılında Kırklareli’ndeki açıklamasında Ergene Nehri’nin 2017 yılında temiz akacağını söylerken, geçen hafta Edirne’deki açılışta nehrin 2019 yılında temiz akacağını açıkladı. Ancak artık biz, size olan inancımızı kaybettik. Bu konuda kamuoyunda oluşan baskı nedeniyle Ergene Derin Deşarj A.Ş.’nin genel müdürü geçen haftalarda bir açıklama yapmak durumunda kaldı. Ergene’nin korunması için başlatılan çalışmaların sürdüğünü, Ergene Havzası koruma eylem planı kapsamındaki çalışmaların yüzde 80'inin tamamlandığını söyledi. Ancak biz en büyük OSB olan Velimeşe OSB’nin  Sağlık Mahallesi’ndeki arıtma inşaatının durduğunu biliyoruz. OSB’lerin içinden atık suyu arıtmalara taşıyacak kanalların veya boruların yapımına daha başlanmadı. Bu şartlarda 2019 hedefinin çok gerçekçi olmadığını düşünüyoruz.”

Trakya Platformu’nun üçüncü genel kurulunda üç ayrı ilin çalışma raporları da okundu. Trakya Platformu Edirne Bileşenleri adına toplantı divanında da görev üstlenen Nihat Çolak söz aldı. Çolak uyarılarda da bulunurken özellikle Çanakkale Otoyolu ve hızlı trene ilişkin kaygıları dikkat çekti: “Halkalı’dan Edirne’ye kadar hızlı tren hattı belirlendiği ve yolculuk süresinin yaklaşık bir saate ineceği proje artık uygulama aşamasına gelmiştir.

DEMOGRAFİK YAPIYI DEĞİŞTİREBİLİR

Özellikle yolcu taşımacılığı konusunda kesin çözüm olacağı ve yük taşımacılığında da büyük ölçüde demiryoluna aktarılabileceği düşünüldüğünde cazip görünmektedir. Hızlı trenin Edirne’nin ekonomik ve sosyal yaşantısına büyük katkı sunacağı dillendirilirken nüfusun çok artacağı, demografik yapının değişeceği konusunda endişelerde söz konusu olmaktadır. Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu özellikle Havsa, Uzunköprü ve Keşan ilçelerinde yerleşme ve sanayi yapılaşmasını tetikleyebilecektir. Bölgenin doğal kaynakları üzerinde baskı oluşturacağını düşündüğümüzde önlem almada gecikmemek gerekiyor.”

Genel kurulda Trakya Platformu Tekirdağ Bileşenleri’nin raporu aynı zamanda Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu üyesi olan Yrd.Doç.Dr. Gamze Varol Saraçoğlu tarafından okundu. Saraçoğlu, Tekirdağ İli’ndeki durum ve hukuksal çalışmalara ilişkin bilgilerdirmede bulundu. Çerkezköy ile Silivri ilçeleri arasında kurulması istenen kömürlü termik santrale karşın TMMOB Oda bileşenlerinin söz konusu plan değişiklikleri plan değişikliğinin tüm eklerine ayrı ayrı itiraz ettiğini, İdari Mahkemesi’nde açılan dava için Edirne Barosu’na kayıtlı Avukat Bülent Kaçar’ın görevlendirildiğini söyledi. Davanın sürdüğünü kaydetti. Saraçoğlu haziruna sıradışı bir uyarıda da bulundu. Saraçoğlu konuşmalarda kullanılan argümanlara çok dikkat edilmesi gerektiğini, aksi taktirde yürütülen propagandanın Bakanlık dahil olmak üzere pek çok makam tarafından aleyhte kullanılabileceğini belirtip, “Çevre kirliliği ve etkenlerini herkese doğru ve anlaşılır şekilde anlatmalıyız” dedi.

EEN BÜYÜK TEHLİKE RES'LER

Genel kurulda Kırklareli Bileşenleri’nin raporu Göksal Çidem tarafından okundu. Çidem slayt gösterisi eşliğinde yaptığı sunumda çevreye ilişkin verdikleri mücadelede yerel işbirliklerinin, belediye başkanları ve muhtarlar ile ortak çalışmaların büyük önem taşıdığını kaydetti. Saray Belediye Meclisi’nin kömürlü termik santrallerin zararlı olduğuna dair aldığı kararla diğer belediyelerin tutumlarının önem taşıdığını söyledi. Son zamanlarda Kırklareli sınırları içinde kurulan rüzgar enerji santrallerin göçmen kuşların göç yolunda olması ve orman içine kurulması gibi gerekçelerle doğaya olumsuz yönlerini sıklıkla gündeme getiren Çidem genel kurulda da en büyük tehlikenin RES’ler olduğunu kaydetti.