Ehlibeyt Dergah'ında Muharrem iftarı

Muharrem ayı dolayısıyla Çerkezköy Ehlibeyt Dergahı'nda iftar yemeğinin dokuzuncusu düzenlendi. İftar yemeğinin ardından Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Başkanı ve Ehlibeyt Dergahı Alevi Dedesi Seyy

GÜNDEM 11.10.2016 21:22:00 0
Ehlibeyt Dergah

İFTAR PROGRAMINA YOĞUN KATILIM OLDU

 

Muharrem ayının 9’uncu gününde Ehlibeyt Derneği’nde iftar açmak için bulunan vatandaşlar, hep birlikte okunan duanın ardından iftarlarını açtılar. Yaklaşık 300 vatandaşın katıldığı ve İstanbul’dan da konukların geldiği iftar yemeğinin ardından Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Başkanı ve Ehlibeyt Dergahı Alevi Dedesi Seyyid Sinan Boztepe’nin anlatımıyla İmam Hüseyin’in şehadetinin konu alındığı sohbete geçildi. 

 

MUHARREM AYININ ÖNEMİNDEN BAHSETTİ

 

Muharrem ayının önemi hakkında açıklamalarda bulunan Alevi Dedesi Seyyid Sinan Boztepe, “Muharrem ayı, Arabi aylardan olup dört haram aydan birisidir. Haram aylar ise Peygamber efendimizin ve Kuran’ın ifadeleri ile sabittir ki, savunma amaçlı savaşlar hariç, sebep n e olursa olsun her türlü savaşın yasak olduğu aylardır. Peygamberler bu haram aylardan biri olan Muharrem ayının ilk on gününü oruçlu olarak geçirmişlerdir” dedi.

 

MUHARREM AYI ORUCU NASIL TUTULUR?

 

Muharrem orucunun nasıl tutulacağı hakkında bilgi veren Seyyid Sinan Boztepe, “Kerbela’da Ehli Beyt’e yanlarından akıp geçen Fırat Nehri’nden nasıl ki bir damla su içmelerine izin verilmemiş, o masumlara susuzluk ile işkence yapılmıştır. Bundan ötürü oruç süresince su içilmemesi tavsiye edilmemiştir. Yumurta yenilmemesi tavsiye edilmiştir. Yine aynı şekilde elma yenilmemesi gerekir. Bu ayda eğlence yoktur matem vasrdfır o nendenlşe evli çiftlerin aynı yatağı paylaşması münasip görülmez, erkeklerin sakal tıraşı olmaması gerekirke ve tüm dünyevi zevklerden uzak durulur. Muharrem orucunun bitiminden 40 gün sonra dualar okunur, mersiye ağıtlar söylenir, gözyaşları dökülür. Oruç tutmaya gücü olmayanlar ise her gün bir fakiri doyursunlar” ifadelerini kullandı.

 

AŞURE ÇORBASI’NIN ÖNEMİNE DEĞİNDİ

 

Aşure çorbasının; Hz. İmam Hüseyin ile ve Nuh Peygamberin tufanda kalması ile hiçbir ilgisinin olmadığını dile getiren Boztepe, “Bu söylenceler hiçbir dini kaynakta yer almamaktadır. Geleneğin devamı olarak her Muharrem ayında aşure çorbası pişirilir ve dağıtılır. Muharrem orucu bitmeden aşure çorbası pişirilmez. Orucun bitmesinin ardından aşure çorbası pişirilir ve kurban kesilir. Nasıl ki bir cenazenin arkasından helva hüzün ve acı ile dağıtılıyorsa, aynı şekilde aşure çorbası da yas ve hüzün ile yapılır ve dağıtılır” şeklinde konuştu.

 

Haber / Celal KARAKUT