Kalpler susmasın

Ani kalp krizi nedeniyle ölüm oranının Avrupa ortalamasına kıyasla daha yüksek olduğu Türkiye'de kalp krizi riskinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapan Türk Kardiyoloji Derneği, bir basın to

YAŞAM SAĞLIK 30.09.2016 21:04:00 0
Kalpler susmasın

TÜRK KADINLARINDA RİSK DAHA FAZLA

 

Basın toplantısına Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, Prof. Dr. Necla Özer, Dr. Pelin Eriştiren İncesu ve Arda Türkmen katıldı. Toplantıda ani kalp krizine dair toplumu bilinçlendirmeye yönelik olarak hayata geçirilen “Artık Kalpler Susmasın” sosyal sorumluluk kampanyasının tanıtımı gerçekleştirildi. Yapılan bilgilendirmede Türkiye’nin, Avrupa genelinde kalp krizi nedeniyle en fazla kadının hayatını kaybettiği ülke durumunda olduğu belirtildi. Kalp krizi ve koroner hastalıkların genellikle erkeklerde görüldüğü gibi yanlış bir kanı olsa da, Türkiye’de tam tersi bir durum söz konusu. Genellikle şişman olan, az hareket eden ve kolesterolü yüksek olan Türk kadınlarında kalp krizi risk faktörleri daha yüksek seviyede.

 

FAST FOOD TÜRÜ BESİNLERİN TÜKETİMİ ARTTI

 

Türkiye’deki koroner kalp rahatsızlığına bağlı ölümlerin en sık ölüm nedenleri arasında olduğunun altını çizen Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre iskemik kalp hastalığı 2030 yılına kadar dünyadaki en önemli mortalite sebebi olacak. Türkiye’de ani kalp krizi geçiren kişilerin bu kriz sebebiyle 1 yıl içinde ölüm oranı yüzde 32’dir. Bu oran Avrupa ortalamasının bir hayli üstünde. Eğer önlem alınmazsa tarihte ilk kez bir sonraki nesil bir öncekinden daha kısa yaşama ihtimaline sahiptir. Sanayi devrimi ile dünyada sağlıksız yağ ve rafine şeker tüketimi artmış, lif alımı azalmış, sağlıksız pişirme teknikleri ve fast food türü besinlerin tüketimi artmıştır. Bilim, tıp ve teknolojideki gelişmelerle insan ömrünün giderek uzaması beklenirken sişmanlık, şeker hastalığı ve kalp damar hastalıklarındaki önlenemez artış elde edilen kazanımları yok edecektir” dedi.

 

KALP SAĞLIĞI İÇİN YÜRÜYÜN

 

Türkiye’de her yıl ani kalp krizine bağlı olarak 100 bin civarında ölüm meydana geldiğini belirten Lale Tokgözoğlu, bir kez kalp krizi geçiren hastanın yeniden kalp krizi geçirme riskinin sürdüğünü belirtti. Hastaların bu riski azaltmaları için kan sulandırıcı ilaçları düzenli olarak kullanmaları gerektiğini hatırlatan Tokgözoğlu, birçok hastanın bu tedaviyi yarıda kestiğini gözlemlediklerini belirterek, “Hareketsizlik çağımızın önde gelen sorunlarından biri olup, özellikle kadınlarda olmak üzere, her iki cinsiyette başlı başına bir risk faktörüdür. İdeali kişinin haftada 5 gün yarım saat yürüyüş veya tempolu başka bir hareketi uygulamasıdır. Modern şehir yaşamında bu zor görülse de, hiç değilse günlük hayatta da mümkün olduğunca taşıt kullanmak yerine yürümek, asansör yerine merdiven kullanmak, birçok şehirde olan yürüyüş parkurlarında yürümek önerilir. Gençleri bilgisayar başından kaldırıp spor alışkanlığı kazandırmak çok önemlidir.”

 

HER YIL 100 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYOR

 

Türkiye’de faaliyet göstermeye başladıkları ilk günden bu yana toplum sağlığının geliştirilmesine destek vermeyi kurumsal sorumlulukları arasında gördüklerini kaydeden AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Dr. Pelin Eriştiren İncesu, “Ülke çapında yürütülen çalışmalara rağmen Türkiye’de ani kalp krizine bağlı ölüm oranı Avrupa ortalamasının bir hayli üstünde. Türkiye’de her yıl ani kalp krizine bağlı olarak 100 bin civarında ölüm meydana gelirken, böyle bir projenin parçası olmanın bizler için anlamı çok büyük. Bu projeyle sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigarasız bir hayat, daha önce kalp krizi geçirmiş kişilerin kriz sonrasında tedavilerine devam etmelerinin önemi ve bu davranışların kalp sağlığına katkıları konusunda daha bilinçli bir toplum yaratmaya bizler de destek olabilmeyi umuyoruz” dedi.

 

UFAK DEĞİŞİKLİKLERLE KALBİMİZİ KORUMAMIZ MÜMKÜN

 

Kampanyanın yüzü Arda Türkmen ise, şunları söyledi: “Alışkanlıklarımızı biraz değiştirerek, kalp sağlığımızı koruyabileceğimizi hepimiz biliyoruz. Bunun için tek ihtiyacımız olan şey biraz gayret ve motivasyondur. Mesleği gereği sürekli mutfakta yer alan biri olarak, bu değişimin mutfaktan başlayacağına inanıyorum. Ayrıca profesyonel olarak bisiklete biniyor ve yarışlara katılıyorum. Bu anlamlı projenin de herkesin hayatına olumlu bir değişim getirmesini diliyorum. Biz de bu değişimi gerçekleştirmek için, sosyal medyada yeni bir sağlık hareketi başlatıyoruz. Bizzat çekeceğim videolar ve sosyal medya hesaplarımdan yapacağım çağrılarla kalplerin artık susmaması için elimden geleni yapacağım.”

 

Marmara Haber