EDİRNE'NİN İLÇELERİ

İPSALA Bu sayımızda da İpsalanın tarihi yerlerini tanıtıyoruz. İpsala İlçesinin Kuruluşu çok eskilere dayanmakla birlikte tarihten günümüze çok fazla eser kalamamıştır. Bunlar zamanın yıprat

KÜLTÜR SANAT 10.12.2015 16:34:00 0
EDİRNE

Sultan I.Murad Camisi (İpsala)

Sultan I.Murad’ın yaptırmaya başladığı cami padişahın Kosova Savaşı’na gitmesinden ötürü tamamlanamamıştır. Sultan I.Murad’ın Kosova’da şehit olması üzerine sonradan kubbeli yapılması düşünülen caminin üzeri çatı ile örtülmüştür. Başlangıçta dört sütunun kubbeyi taşımasına göre düzenlenen caminin üzerini örten çatı bu sütunların üzerine oturtulmuştur. Cami tek minareli olup, tek şerefelidir. Caminin kuzeyine daha sonraki yıllarda çifte bir hamam eklenmişse de bu hamam günümüze gelememiştir. Caminin ve hamamın yerinde uzun yıllar Pazar kurulmuştur.

Sultan II.Murad Camisi (İpsala)

Sultan II.Murad’ın yaptırmış olduğu bu cami kare planlıdır. Üzeri kubbe ile örtülmüştür. 12 pencere ile ibadet mekanı aydınlatılmıştır. Sultan II.Beyazıt döneminde, 1497’de Mimar Savcı Bey tarafından 50 bin akçeye yeni baştan onarılmıştır. Bu dönemde cami içerisine bir de kadınlar mahfili eklenmiştir. Sonraki yıllarda yenilenen minare taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Bu cami günümüze gelememiştir.

 

Çukur Cami (İpsala)

İpsala’da bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Sultan II.Murad döneminde, XV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Cami 1752 depreminde yıkılmış ve XVIII. yüzyılın sonlarında Dertli Mustafa Bey tarafından yenilenmiş ancak yeniden yıkılmıştır. Sonraki dönemlerde yenilenmiştir.

Alaca Mustafa Paşa Camisi (İpsala)

Kare planlı olan caminin üzeri tromplara oturan merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yerinin üç bölümlü ve kubbeli olduğu sanılmaktadır. Ancak sonradan yıkılmış ve çatılı olarak yenilenmiştir. Muntazam blok taşlarla örülen caminin taşları arasına tuğla hatıllar yerleştirilmiş ve böylece dış cepheye hareketli bir görünüm verilmiştir. Giriş kapısı yuvarlak kemerli olup, Keşan ocaklarından çıkarılan taşlardan yapılmıştır. Minaresi çokgen kaide üzerindedir ve aynı zamanda kaideye sağır nişler açılmıştır. Bunun üzerinde oturan gövde kesme taştan yuvarlak ve tek şerefelidir. Ancak kaynaklarda bu minarenin birkaç kez yıkıldığı ve yenilendiği belirtilmiştir. Günümüze kalan tek ibadet mahallidir. Osmanlı Akıncılarının Gelibolu’dan Trakya’ya çıkmalarını takip eden yıllarda yararlılıklar gösteren ve bu yüzden çeşitli vesilelerle ödüllendirilen komutanlardan biri olan Alaca Mustafa Paşa İpsala’ya bir eser kazandırmak istemiş ve sonunda kendi adını verdiği bu eseri yaptırmıştır. Sonradan kapatılmış ve binaya katılmışçasına bir görüntüye büründürülmüş olan son cemaat yeri ile, tek kubbe ve minareden ibaret olan bu cami kesme taştan yapılmıştır. İlginç tahta işçiliğinin zaman içinde bozulması ve işgaller sırasında tahrip edilmesi yüzünden oldukça fakirleşmiş olan cami günümüzde de kullanılmaktadır.

 

Hassa Mescidi (İpsala)

Hassa mescidinin kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Fatih Sultan Mehmet döneminde Hassa işçilerinin burada namaz kılmaları için yaptırıldığı söylenirse de bunu belirten bir belgeye rastlanmamıştır. Yine kaynaklarda mescidin karşısında Hassa konakları ve bir de Beylik Çeşmesi olduğu yazılıdır.

 Su Kemerleri

Osmanlı Devletinin bayındırlık hizmetlerine verdiği önemin en belirgin örneklerinden biri olan bu yapı şimdi doğanın acımasız tesirinden kendini kurtarmaya çalışıyor. Su kemeri ve bir sur kompleksi hüviyetindeki eser Osmanlı yığma taş işçiliğinin abidevi bir örneğidir. Su akıntısının taşma zamanlarına göre düşünülmesiyle oldukça yüksek tutulan ara kanalların asıl yapıya göre olduğu gibi kalabilmiştir. Bağlantı surlarına nazaran kesme taştan yapılmış olan kemerler geleneksel kilit taşının ne denli ustalıkla kullanıldığını gözler önüne sermektedir. Böylesine geniş bir kemerde ve üzerindeki ağırlığın fazlalığına karşın kilit taşı ayrıca başka bir desteğe gerek kalmamıştır. Günümüzde tek su kemeri kalmıştır. Edirne de İpsala’dan başka bir ilçede görülmeyecek olan ve tek olma özelliğini koruyan bu kemerin kazanılmasıyla bir tarih kaybolmaktan kurtarılacaktır.