TBMM'den araştırma istedi

CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdiği dilekçe ile 'Kadına yönelik şiddet'in önlenmesi için atılması gereken adımların tespitine y

GÜNDEM 7.12.2015 15:15:00 0
TBMM

Milletvekili Yüceer, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yaptığı müracaatta “Kadına yönelik ekonomik ve fiziksel şiddetin boşanmalar üzerindeki etkisi, boşanma aşaması ve sonrasında kadının yaşadığı sorunların araştırılarak kadının güçlenmesi, can güvenliğinin sağlanması yönünde hangi adımların atılması gerektiğinin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz.” ifadelerine yer verdi. 

BOŞANMA TRAVMA YAŞATABİLEN BİR OLGU

Yüceer, Meclis Araştırması için yaptığı başvuruda gerekçeleri de sıraladı. Yüceer, “Boşanma, eşlerin evlilik durumlarını hukuken ve fiilen sona erdirmeleri olarak tanımlanmaktadır. Hukuki, psikolojik ve sosyal bir süreç olan boşanma, aile ve çocuklar için çoğunlukla travma yaşatabilen bir olgudur. Ülkemizde her yıl yanlış ve yetersiz ekonomik politikalara bağlı olarak artan işsizlik ve yoksulluk aile içinde kadına şiddet olarak karşımıza çıkmaktadır. Nüfusun önemli bir kısmının yoksulluk sınırında yaşadığı ülkemizde ‘ekonomik şiddet’ başlı başına boşanma ve kadına yönelik şiddet nedenidir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet, cinayet toplumsal bir gerçek ve kanayan bir yara olarak varlığını sürdürmektedir.”dedi.

TOPLUMSAL BİR SORUN OLARAK TANIMLANIYOR

Kadına yönelik şiddetin toplum tarafından adeta kabullenilip, doğal bir olaymış gibi görüldüğünü söyleyen Yüceer, “AKP iktidarı çıkarmaya çalıştığı reformlarla/yasalarla kadını dışlayıp sadece aileyi güçlendirmek çerçevesinde politikalar üretirken, kadını güçsüzleştirmekte, kadını aile içindeki görevi ve geleneksel normları çerçevesinde şekillendirilmekte, birey olarak değil, aile içinde tanımlanmaktadır. Siyasi iktidar, ülkemizde toplumsal hayatın ve ekonomik yaşamının dışına itilmeye çalışılan kadınların birey-yurttaş olma hakkını gasp ederek, kadını sadece aile içinde var etmeye çalışmaktadır. Kadınların kimliğini ve haklarını aile kurumu içinde eritip boşanmayı ‘toplumsal bir sorun’ olarak tanımlarken, boşanmanın da evlenmek gibi ve evlenmeye eşdeğerde meşru bir hak olduğunu ‘sorun olmadığını’ görmemektedir.”

ARABULUCULUK YAPILIYOR

Kadın sorunlarıyla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, şiddeti görmezden gelip çiftler arası ‘Arabuluculuğa’ soyunduğunu söyleyen Yüceer, şunları kaydetti: “Başka bir seçeneğe kapıları kapatmakta, boşanmaları önlemek için çiftlere terapi ve ombudsmanlık hizmeti vermeyi bir meziyet olarak topluma sunmaktadır. Anneliği bir kariyer olarak sunan, kadını geri planda tutan, kadını baskılayan açıklamalarla, kadının şiddet görmesi ve canı pahasına evliliği devam ettirmesi istenmekte, en az 3 çocuk doğurması yönünde telkin ve teşvik politikaları uygulanmaktadır. İstatistikler, kadın cinayetlerinin yüzde 47’sinin eski koca ya da boşanmak üzere olunan koca tarafından işlendiğini ortaya koymaktadır. Şiddet yaşayan kadınların korunma talebiyle polise ya da savcılıklara başvurması da çözüm olmamaktadır. Koruma kararı alınmasına karşın, kadınların yüzde 73'ü öldürülmektedir. Oysaki kadının aile içindeki güçsüz konumunun değiştirilmesi, kadın erkek arasındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi için kadın yoksulluğunun azaltılması ve kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi tartışılmaz bir gerçektir.”

Marmara Haber