Çocuklara kayıp nasıl anlatılır?

Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolojik Danışman olan, aynı zamanda da Bir Dilek Tut Derneği gönüllüsü olan Aylin Anne; çocuklara bir yakınının örneğin babasının öldüğünün nasıl a

GÜNDEM 18.05.2014 17:03:00 0
Çocuklara kayıp nasıl anlatılır?

AYLİN ANNE'DEN ÖNERİLER

Aylin Anne, açıklamasında şunları ifade etti:

“Bu tür bir olayla birlikte babasını kaybettiğini bir çocuğa anlatmak çok zor elbette. Bu durum yas süresini uzatabilir, stres bozukluklarına yol açabilir. Kabullenilmesi oldukça güç bir durum olacağından çocuklara mümkünse uzman bir psikolog eşliğinde gerçekleri açıklamak yerinde olacaktır.

Ölümün gizlenmesi ve saklanması yerine olayın nasıl gerçekleştiğini kabaca anlatmakla işe başlanabilir.

Babanın büyük bir felaket sonucu yaşamını kaybettiğini artık bir daha geri gelmeyeceği söylenebilir. Onu özlemenin normal bir duygu olduğunu ama onu sevgiyle hatırlayabileceğini anlatmak bir nebze ferahlık verebilir.

HANGİ YAŞTAKİ ÇOCUK HANGİ DUYGULARI YAŞAR?

0-3 yaş çocuğu bir kayıp yaşandığını fark eder, evde arayabilir, huzursuzluk, yeme ve uyumada sorunlar yaşayabilir.

3-6 yaş arasındaki çocuklar ölen kişinin geri geleceğini düşünebilirler. Bu nedenle bu travmayla baş etmesi güçleşebilir. Yakınlarının yas tutuşundan oldukça etkilenirler ve ölen kişiyi arama çabasına girişebilirler. Buna ağlama nöbetleri, öfke patlamaları, , anneye yapışarak yaşama, anneyle birlikte uyuma ve oyun oynamak istememe gibi davranışlar eşlik edebilir.

6-9 yaş arası çocuklar ölümü ödül-ceza denkleminin bir parçası olarak görür. “Ben yaramazlık yapmasaydım babam ölmezdi” gibi bir suçluluk duygusuna kapılabilir. Bir yandan da ölümün kaçınılmaz bir son olduğunun farkına varır ve ölen kişinin melek olduğunu veya cennete gittiğini düşünebilir. Dikkat eksikliği, okula gitmek istememe, şiddete yönelim söz konusu olabilir. En çok zorlanan yaş grubu olduğunu söylenebilir.

9-12 yaş çocuğu ise Ölümün neden olduğunu sürekli sorgulayabilir. Bu durum ani öfke patlamalarına, şiddete neden olabilir. Bu yaşlarda cinsiyete dayalı tepkilerde farklılıklar belirginleşir. durum daha çok erkek çocuklarda sıklıkla rastlanırken, kız çocuklarında anneye ve diğer büyüklerine aşırı bağlanma, yanından ayrılmak istememe gibi davranışlar görülebilir. Hepsinde yoğun olarak ortaya çıkan tablo terk edilme korkusudur.

12 yaş ve üstü çocuklarda ölüm kolay kabul edilebilir ama devamında gelen yas dönemi ergenlikle birlikte şiddetli duygu dalgalanmalarına yol açabilir. Annesinin ve diğer aile bireylerinin yas tutmasına şiddetli tepkiler verebilir.

YAS TUTAN ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞILMALI? 

Burada aile yakınlarına büyük görevler düşüyor. Çocukların yas tutması doğal karşılanmalı, “üzülme”, “ağlama” gibi sözcükler kullanılmaktan kaçınılmalıdır. Öncelikle kaybın gerçekten yaşandığını ve gerçekten geri dönmeyeceğini anlatmak gerekir. Uzaklara gitti, daha sonra buluşacağız gibi umut verici sözler özellikle ilkokul çağındaki çocukların yas süresini uzatacaktır. Bu nedenle olabildiğince basit, sade ve net cümleler kurmak işe yarayabilir.

İlk 1 yıl psikolojik desteğin sağlanması, bu tür bir felakette devletin bu konuda gerekli organizasyonu sağlayarak çocuklara terapi desteği vermesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.

Biz yetişkinlerin acısı büyük. Ancak çocukların acıları tahmin edemeyeceğimizden daha fazla gibi geliyor bana.

Şu an en az 282 çocuğun babası çok ama çok acı çekiyor.

Bir an evvel destek olunmalı”.

 Haber / Gülay YİĞİT SEZEN