Çidem, “Doğal kaynaklarımız yok olsun istemiyoruz”

 

Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'nce Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin devam ettiğini belirten Çidem, taş ocağı kurulmak istenilen bölgenin, içme suyu havzasında kaldığını ifade etti. Taş ocağının açılması halinde içme suyu kaynaklarının yok olacağını ileri süren Çidem, "Birçok televizyon kanalında ana haberlerinde ‘Balkanlardan gelen soğuk, yağışlı hava yurdu etkisi altına alacaktır’ diye başlıyor. Son zamanlarda Balkanlar'dan gelen haberler ne yazık ki, hava, yağmur ve kar yağışından çok, termik santral, altın madeni ve taş ocağı oluyor. Belki de ilerleyen tarihlerde haber bültenlerinde 'Balkanlar'dan gelen tozlu, dumanlı veya kirli hava yurdu etkisi altına alacak' diye haberler duyacağız” ifadelerini kullandı. 

 

 

Yaşanan bu son durumun en son örneğinin Armağan Köyü olduğunu kaydeden Göksal Çidem, “Bu yaşananlar kamera şakası gibi ya da akıl tutulması. Armağan Köyü 1974 yılından bu yana suyunu bu bölgeden içiyor. Doğal kaynaklarımızın yok olmaması için çaba harcıyoruz. Armağan Köyü’nde özel bir şirket tarafından kurulmak istenen taş ocağına karşı köylüler tarafından toplanan 258 imzalı dilekçe Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'ne teslim edildi. Yetkililerin duruma hassasiyetle yaklaşacaklarını umuyoruz" açıklamalarında bulundu.