Dünyada en fazla tuz tüketen ülke Türkiye

Yüksek kan basıncının, en fazla ölüm nedeni olduÄŸunu ve yüzyılın epidemisi olarak kabul edildiÄŸini belirten yetkililer “Fazla tuz, kan basıncı normal olanlarda da kalp damar saÄŸlığına zararlıdır. Felç riskinde ve kalp büyümesinde artışa neden olur, böbrek hastalığını kötüleÅŸtirir, ölüm riskini artırır. Ayrıca böbrek taşı ve osteoporoz riskini artırdığına, obeziteye yol açtığına, mide kanserinin majör nedeni olduÄŸuna ve astım atağının ÅŸiddetini artırdığına dair de giderek artan kanıtlar mevcuttur” dedi.

 

Bu sebeple tuzun, vücut fonksiyonları için mutlak gerekli olmasına raÄŸmen fazlasının zararlı olduÄŸunu ifade eden yetkililer “Fazla tuz kan basıncını yükseltir. Yüksek kan basıncı ise kalbi büyütür, kalp krizi, kalp yetmezliÄŸi ve felç riskini artırır, böbrek fonksiyonlarını bozar, görme kaybına neden olur. Bu zararlı etkiler kan basıncı arttıkça artar. Türkiye dünyanın en çok tuz tüketen ülkesidir. ÇoÄŸu ülkede günlük tuz tüketimi günde 9-12 gram iken, bizim tuz tüketimimiz günde ortalama 18 gram Türkiyede eriÅŸkin nüfusun yaklaşık her üçte birinde hipertansiyon mevcut. Kan basıncı düzeyi ortalamamız da Japonya, Çin, Ä°ngiltere ve ABD den daha yüksektir. Bu da acilen toplum genelinde tuz kısıtlamamız gereÄŸini ortaya koymaktadır” diye konuÅŸtu. Diyette tuzun azaltılmasının sadece kan basıncını düşürmediÄŸini,  aynı zamanda yeni oluÅŸabilecek koroner kalp hastalığı, myokard enfarktüsü ve felç riskini azalttığını belirten yetkililer “Hipertansiyon, mide kanseri, böbrek hastalığı riski azalır, kemikler korunur. SaÄŸlık harcamalarında milyonlarca dolar tasarruf saÄŸlanır. Åžu an tüm ülkeler, tuz tüketimini azaltmaya çalışıyor. Dünya SaÄŸlık Örgütü, kronik hastalıkları önlemek için eriÅŸkinlerin günde 5 gramdan az tuz (2 gram sodyum /gün ) kullanmalarını önermektedir. Toplum saÄŸlığı için tuzu azaltma giriÅŸimi, uzun soluklu bir yolculuktur. Kamuoyu tuz ve zararları konusunda bilgilendirilmeli, öncelikle hazır gıdalardaki tuz oranının tedricen azaltılması için gıda sanayii ile iÅŸbirliÄŸi yapılmalı, hazır gıdaların etiketlerine günlük tuz ihtiyacının ne kadarını içerdiÄŸi mutlaka eklenmelidir. Tuz kısıtlamasına çocukluk döneminde, hatta bebeklikte baÅŸlanması ileriki yıllarda geliÅŸecek hastalıkları önleyecektir” dedi.

 

“Tuzu birdenbire kesmek çok zordur. Tedricen azaltılırsa birkaç hafta içinde tat duyusu buna alışır. Herkesin diyetindeki tuzu mümkün olduÄŸunca azaltması hem kendisine, hem ülkesine karşı olan sorumluluÄŸudur” diyen yetkililer, ÅŸu önerilerde bulundu: “YemeÄŸinizi piÅŸirirken tuz eklemeyin. Restoranda yemeÄŸinizin tuzsuz hazırlanmasını isteyin. Kahvenizi nasıl sade isteyebiliyorsanız, yemeÄŸinizi de tuzsuz isteyin. Masadan tuzluÄŸu kaldırın. Lezzet için nane, maydanoz, dereotu, çeÅŸitli baharatlar, kırmızı toz biber kullanın. Limon ve sirke genelde tuzu pek aratmaz. Sucuk, pastırma, salamın tuz içeriÄŸi normal ete göre çok fazladır.Mümkün olduÄŸunca yemeyin. Ketçap, mayonez, hardal, soya sosu gibi hazır sos ve bazı baharatların tuzlu olduÄŸu bilin. Hazır sos almayın, kendi sosununu kendiniz yapın. Market alışveriÅŸlerinizde alacağınız ürünün içeriÄŸine bakmayı alışkanlık haline getirin. Çünkü tuz tadı olmayan pekçok gıda aslında tuz deposu. Etiketteki deÄŸerin tuz mu, sodyum mu olduÄŸuna dikkat edin. Verilen sodyum deÄŸeri ise bunu 2.5 ile çarparak tuz deÄŸerini bulabilirsiniz. Aynı üründe farklı markaların tuz içerikleri birbirinden çok farklı olabiliyor. Hepsini kontrol edip aynı gıdanın az tuzlu olan tercih edin. Sebze ve meyvelerin tuz içeriÄŸi düşük olduÄŸundan özellikle tercih edin. Atıştırma için cips, kuruyemiÅŸ yerine meyve yiyin hergün biraz daha az tuz almaya özen gösterin”